BASINA VE KAMUOYUNA
Koronavirüs (Covid-19) olarak bilinen solunum yolu bulaşıcı hastalığı Dünya Sağlık Örgütü’nün raporuna göre neredeyse dünyanın tamamında görülmüş ve tüm ülkede “uluslararası kamu sağlığı acil durumu” ilan edilmiştir. Sağlık Bakanlığı bünyesinde oluşturulan Koronavirus Bilim Kurulunun önerileri doğrultusunda menfur hastalığın ülkemizde yayılma ihtimalini en aza indirmek maksadıyla birtakım tedbirler alınmıştır. Batman Barosu olarak da bu salgın dolayısıyla bir dizi önlemler aldık ve bunu yürürlüğe koyduk. Salgın devam ettiği sürece yapmayı planladığımız pek çok eğitim ve sosyal etkinlikleri erteleme kararı aldık. Bu yıl 5 Nisan Avukatlar Günü dolayısıyla yapmayı düşündüğümüz bir takım etkinlikleri de bu kapsamda erteleme kararı almak zorunda kaldık. Bu vesileyle öncelikle korona pandemisinin bir an önce sonlanmasını temenni ediyoruz.
Savunma makamı olan avukatın; olmadığı yada yeterli derecede önem verilmediği, bağımsız, güçlü, etkili olmadığı sistem ve yönetimlerde hak, hukuk, adalet, adil yargılanma ve hukuk devletinden söz edilemez. Bu nedenle; çağdaş hukuk düzenlemeleri ile günümüzde hayatımızı yakından etkileyen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ilkeleri ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında savunma ve avukat önemli bir yer tutar. Tüm ilerleme ve yasal düzenlemelere rağmen, ne yazık ki evrensel hukuk ilkeleri çerçevesinde ve çağdaş hukuk devletine yaraşır düzeyde, hakim-savcı-avukat eşitliğinin sağlanamadığı, yargılama ve yargı sistemi kurulamadığından, avukatlar yargıda yeterince etkili olamamaktadır.
Bütün olumsuzluklara rağmen; avukat, bağımsız hareket edip, bağımsız ve hak temelli düşünebilen, sorgulayan, araştıran, kendine güvenen, sorumluluğunu bilen, onurlu, etik değerler ve meslek ilkelerine bağlı, insan hak ve özgürlüklerini koruyarak hukukun üstünlüğü için çalışan, savunma görevini yaparken de hiçbir otoriteden korkmayan kişidir.Avukatlar; çağdaş demokratik bir hukuk devletinin oluşturulması ve korunması için, kendi sorunları veya müvekkillerinin sorunlarının çözümünü yanında, toplumun sorunlarını da araştırır ve çözümü için gayret eder. Bu bağlamda; çeşitli nedenlerle yıllardır olağan hukuk ilkelerinde gösterilen sapmaların bir an önce sonlandırılması ve evrensel hukuk devletinin gereklerinin yerine getirilmesini talep etmekte ve bağımsız yargı ve bağımsız savunma ile hukuk devletine ulaşmaya yönelik hareket ve söylemlerimizi sürdüreceğiz.
Avukat-Hakim-Savcı arasındaki dış görüntü itibariyle eşitsizlik, hakim ve savcıların kamu gücüne dayanarak avukatlardan ve halktan kendilerini soyutlamaları, kendilerini kapılar arkasına kapatarak görüşme kabul etmemeleri adalete olan inancı zedelemektedir. Kolluk güçlerinin adaletin ve yargının asli unsuru olan Avukatları dışlayıcı tavır ve davranışları devam etmekte, avukatın dolayısı ile bağımsız savunmanın yargının bir kurucu unsuru olduğu gerçeği halen içselleştirilememektedir. Üzülerek müşahede etmekteyiz ki ; son dönemlerde bağımsız savunmayı temsil eden avukatların Adliye dışına itilme çabası da bu içselleştirilememenin bir sonucudur. Özellikle Adliyelerde uygulanmaya başlanan “sınırlı alan” uygulaması ile Hakim-Savcı Odalarının kapıları Avukatlara kapatılmaktadır. Bu sınırlı alan uygulamasından bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini , bağımsız savunmayı temsil eden avukatların tıpkı Hakim-Savcılar gibi kanun gereği yargının kurucu unsuru olduğu ve adliyelerin de bir parçası olduğu gerçeğini hatırlatır ve bu konuda mücadele edeceğimizin bilinmesini özellikle belirtiriz.
Güncel konulardan biri de İnfaz Yönetmeliği’nde yapılan değişikliktir. Bu değişiklik ile belli suçlar yönünden avukatın cezaevine girişi esnasında evraklarının aranabilmesine olanak tanıyan düzenlemeler yapılmıştır. İşbu düzenlemeler de başta yargının kurucu unsuru olan bağımsız savunmayı temsil eden avukat ile müvekkil arasındaki sır saklama yükümlülüğünün ihlali anlamına geldiği gibi aynı zamanda adil yargılanma ilkesini de zedeler niteliktedir. Bu konuda hukuki süreci işleterek bu düzenlemenin iptali için dava açacağımızın da bilinmesini isteriz. Ayrıca İnfaz Kanunu’nda yapılacak değişiklik ile belli suçlar yönünden kısmi ceza indirimi yapılması düşünülmektedir. Bu konu ile ilgili olarak Bölge Baroları ile birlikte yaptığımız açıklamada da değindiğimiz üzere infazda eşitlik ilkesi gereği yapılacak ceza indirimlerinin siyasi-adli suç türü ayırımı yapılmaksızın tüm mahkumlara eşit uygulanması gerektiğini hatırlatırız.
Bağımsız yargı ve savunma ile demokratik hukuk devletine inanan ve savunan bir baro olarak, savunma hakkına saygının sağlandığı, mesleğimizin onur ve saygınlığının korunduğu, adil ve demokratik bir toplum dileğiyle tüm meslektaşlarımızın 5 Nisan Avukatlar Gününü kutlarız.
BATMAN BAROSU BAŞKANLIĞI