BASINA ve KAMUOYUNA
HERKES İÇİN ADİL BİR ADLİ YIL İSTİYORUZ!
2022-2023 Adli Yılı’nı yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, hukuk devleti ve avukatlık mesleğinin artık yapısal bir hâle gelmiş sorunlarına dair kaygılarla karşılıyoruz. Zira adli yıl, mesleğimize ve avukatlara yapılan saldırıların hız kesmeden devam ettiği, tüm yanlışlığına rağmen kurulan numaralı baroların eşitsiz şekilde desteklendiği, hak ihlallerinin, kadın cinayetlerinin ve çocuk istismarının inanılmaz boyutlara ulaştığı, yoksulluğun derinleştiği bir iklimde başlamaktadır.
Avukat sayısı artarken, iş alanları daraltılmakta ve mesleki faaliyetlerin önüne sürekli engeller çıkarılmaktadır. Alternatif çözüm yolları adı altında arabuluculuk ve uzlaştırmacılık gibi yargı dışı alanlar genişletilirken, dezavantajlı grupların avukata ve adalete erişimi engellenmektedir. Hasar danışmanlık şirketi denilen yeni bir tür iş takipçiliği yöntemiyle yurttaşların hak kayıplarına sebep olunmakta ve bununla etkili şekilde mücadele edilmemektedir. Oysa bizler, yurttaşların haklarını korumak için görevimizi yaparken, kışkırtılan cehalet ve şiddetin sonucu olarak müvekkillerimizle ve hukuki uyuşmazlığın konusuyla özdeşleştirildiğimiz için sorgulanıyor, yargılanıyor, saldırıya uğruyor ve hatta öldürülüyoruz. Kişisel verilerin korunması adı altında, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmanın faaliyeti, dolayısıyla silahların eşitliği ilkesi ve adil yargılanma hakkı engellenmektedir. Mesleki faaliyet alanlarımızın korunduğu, genişletildiği ve güçlendirildiği bir adli yıl istiyoruz.
Stajyer avukatların, kamu avukatlarının, engelli avukatların, genç avukatların, emekli avukatların sorunlarının çözümü konusunda somut önerilerimiz göz ardı edilmekte, stajın içeriği boşaltılmakta ve niteliksizleştirilmektedir. Adalete erişimin en önemli araçlarından, ulusal ve uluslararası düzenlemelerin ve yükümlülüklerimizin gereği olarak verilen kamusal nitelikteki CMK zorunlu müdafiilik hizmeti karşılığında, Anayasa’daki angarya yasağını ihlal edecek kadar düşük ödemeler yapılmakta ve fedakarlık hep avukatlardan beklenmektedir. Tahammül sınırlarını zorlayan CMK ücretlerinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’yle (AAÜT) eşitlendiği, CMK hizmeti için yaptığı yol giderlerini tam olarak aldığı, AAÜT’nin ülkemiz ekonomik koşullarına ve mesleğimizin saygınlığına uygun hale getirildiği, emeğin hak ettiği karşılığı gördüğü, stajyer avukatlara kamu kaynaklarıyla destek sağlandığı, kamu avukatlarının özlük haklarının tanındığı, engelli avukatların faaliyetlerini ayrımcılığa uğramadan sürdürebildikleri, emekli avukatların insan onuruna yakışır bir maaş aldığı bir adli yıl istiyoruz.
Avukatlar, mesleki faaliyetlerinde yaşadıkları her türlü zorluğa rağmen, adil yargılanma hakkının tesisi için çaba gösterirken, hak ettikleri Adli Yardım ve CMK ödemelerini zamanında alamamakta, buna rağmen vergi, Bağ-Kur, stopaj ve benzeri masraflarını peşinen ödemek zorunda kalmaktadırlar. Avukatlık hizmetlerinden alınan KDV oranlarının indirildiği, CMK ve Adli Yardım hizmetlerinde KDV’nin sıfırlandığı, serbest çalışan avukatların asgari ücrete kadar olan gelirlerine vergi muafiyetinin sağlandığı, bir yıllık genç girişimci Bağ-Kur primi muafiyetinin üç yıla çıkarıldığı bir adli yıl istiyoruz.
Vatandaşların kendilerini güvende hissettikleri ülkeleri diğerlerinden ayıran en temel etmen, bağımsız ve tarafsız bir yargının varlığıdır. Adaletin teminatı bağımsız ve tarafsız yargı, adil yargılanma hakkının teminatı ise bağımsız savunmadır. Yargı bağımsızlığının sorgulandığı, adaletin ya geç ya da hiç tecelli etmediği bir sistemin mülkün temeli olması imkansızdır. Hukukun üstünlüğünün sağlandığı, hak ve özgürlüklerin yaşama geçtiği, herkes için adil bir adli yıl istiyoruz.
Avukatlık mesleğinin sorunlarını, gerçek muhatabı olan Türkiye Barolar Birliği ve Barolarla müzakere ederek çözmek yerine, uyarılarımıza rağmen çoklu baro uygulamasında görüldüğü üzere kendi politik ajandaları ekseninde derinleştiren anlayışın çözüm iradesine sahip olmadığının farkındayız. Avukatlar için büyük aciliyet teşkil eden konular hakkında açık, net, gerçekçi ve somut bir şekilde ortaya koyduğumuz çözüm tekliflerine rağmen, şu ana kadar taleplerimizin karşılanmasına yönelik en küçük bir adım bile atılmamıştır. Buna karşılık avukatların kabullenmediği numaralı barolara daha fazla ödenek ayrılması gibi suni çabalara girişilmiştir. Barolar ve avukatlar arasında ayrıştırma ve ötekileştirme gayreti yerine gerçek sorunların çözümüne odaklanıldığı bir adli yıl istiyoruz.
Adli yılın başında ilan ediyoruz:
Avukatların adil yargılamanın ayrılmaz parçası olduğunu, avukatlara yönelik her türlü sınırlamanın özünde yurttaşın hak arama özgürlüğüne ve savunma hakkına getirildiğini, yargının eşit süjeleri arasında ayrımcı bir yaklaşıma tabi tutulmasının kabul edilemeyeceğini, yargının şeffaflaşması, hak arama özgürlüğünün sağlanması ve adil yargılanma hakkının tesisi için avukatların önündeki tüm kısıtlamaların kaldırılmasının zorunluluk olduğunu bir kez daha hatırlatarak, mesleğimizin sorunlarının çözümü, hukukun üstünlüğünün ve yargı bağımsızlığının sağlanmasına yönelik somut adımların bir an önce atılmaması halinde anayasal demokratik haklarımızı sonuna kadar kullanacağımıza dair irademizin arkasında aynı kararlılıkla durduğumuzu siyasi iktidar, resmi merciler, meslektaşlarımız ile kamuoyunun bilgisine sunarız.
Meslektaşlarımız geçtiğimiz adli yılda da meslek icrası sırasında saldırıya uğradı, Av. Servet Bakırtaş’ı bu saldırılardan birinde kaybettik. Av. Orhan Alphan ise adliyede görevi başında bir polis memurunun saldırısına maruz kalarak yaralandı. Meslektaşlarımıza yönelik saldırılarda yargının Avukatlık Kanunu’nun 57. maddesini görmezden gelerek şüphelileri salıvermesi failleri cesaretlendirmekte ve benzer saldırıların yaşanması ihtimalini arttırmaktadır. Bu nedenle meslektaşlarımıza yönelik görevlerinden ötürü yaşanan saldırılarda yargının daha sert yasal tedbirlere başvurması gerekmektedir.
Meslektaşlarımız arama değil tarama denilerek hala kamu kurumlarına girişte sorun yaşamakta, CMK hizmetlerini angarya denebilecek ücretlerle ifa etmeye çalışmaktadır. Batman Barosu, avukatı yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı temsil etmekten çıkarıp etkisizleştiren her anlayış ve politikanın tereddütsüz karşısında olacaktır.
2019 Mart yerel seçimlerinde aralarında Batman Belediyesi’nin de bulunduğu 51 belediyeye İçişleri Bakanlığı’nın idari bir kararıyla illerin valileri veya ilçelerin kaymakamları kayyum olarak atanmıştır. Halk iradesini hiçe sayan, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne olan inancı tümüyle ortadan kaldıran bu kayyum kararlarını kabul etmek mümkün değildir. Batman Barosu, yerlerine kayyum atanan belediye başkanlarının görevlerine iade edilmesi çağrısında bulunmaktadır.
1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle kayda geçmek isteriz ki, Kürt meselesinin barışçıl çözümü ile Kürt kimliği ve Kürtçe’nin yasal ve anayasal güvenceye kavuşturulması ertelenemez bir zorunluluktur.
Bu duygu ve düşüncelerle yeni adli yılın daha fazla demokrasi, adalet, eşitlik ve özgürlük getirmesini; mesleğimizin hak ettiği itibarı yeniden kazanmasını dileriz.
Kamuoyuna ve meslektaşlarımıza saygıyla duyurulur.
BATMAN BAROSU