BARIŞA ÇAĞRI
Tarih: 14.10.2019 | Okunma Sayısı: 1737

 

 

BARIŞA ÇAĞRI

 

 

Savaş; ölüm, yıkım, açlık, yokluk getirdiği gibi maddi ve manevi değerleri tahrip ederek insan onuru ile birlikte temel hak ve özgürlükleri de ortadan kaldırmaktadır.

Bir tarafın, diğer tarafın aleyhine, elindeki coğrafya veya hak ve olanakların bir kısmını veya tamamını ele geçirmek veya sahiplenmek üzere girişilen faaliyetler anlamına gelen savaş, bir tarafın lehine olsa da mutlaka bir tarafın aleyhine sonuçlar doğurmaktadır.

Savaş ve çatışmalar sonucu yaşanan İnsan hakları ihlalleri karşısında, güç sahibi egemenler ve taraftarları başta olmak üzere, insanlığın bir kesimi ne yazık ki savaşmaya devam ederken, hak ve adalet talep eden bir kesim de barış arayışındadır.

Thomas Mann’ın dediği gibi: barışın, problemlerinden korkakça kaçma durumu… olan savaş, sonuçları itibariyle; hakka, adalete, hukuka ve doğal olarak İnsan Haklarına aykırıdır.

İnsanlığın geliştirdiği en kutsal değerlerinden biri: insan haklarının üçüncü kuşak haklar olarak da adlandırılan, dayanışma haklarından en önemlisi olan “Barış Hakkı”dır.

Barış Hakkı; medeni ve siyasi haklar olan (yaşam hakkı, işkence yasağı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, adil yargılanma hakkı, din ve vicdan özgürlüğü, ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü vb.haklar) ile ekonomik, sosyal ve kültürel haklar (olan çalışma hakkı, konut hakkı, sağlık hakkı, eğitim hakkı, dil hakkı gibi) diğer tüm insan hakları ile doğrudan ilişkili ve etkileşim halindedir.

Öyle ki, barış olmadan diğer insan hak ve özgürlüklerinin varlığı veya insan hakları olmadan barışın varlığı olanaksızdır.

Küresel barış ve güvenliği korumak, barışa karşı tehditleri ve saldırı eylemlerini önlemek, barışı korumak için önlem almak, uyuşmazlıklarda, uluslararası hukuk ve adâlet ilkelerine uygun ve barışçıl çözümler üretmek Birleşmiş Milletler’in başlıca amacıdır.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda oy birliği ile kabul edilen (15.12.1978 tarihli) bildirideki her insan; ırk, din, dil, cinsiyet ayrımı gözetilmeksizin doğuştan barış içinde yaşama hakkına sahiptir ifadesi (12.10.1984 tarihli Barış Hakkı Deklarasyonunda) şöyle ifade edilmiştir: gezegenimizde yaşayan tüm insanlar kutsal bir hak olan barış içinde yaşama hakkına sahiptir

BM Genel Kurulunca; savaşsız bir hayatın, ülkelerin maddi refahının yükselmesi, kalkınması ve ilerlemesinin ön şartı olduğu belirtilerek, 1984’te kabul edilen Halkların Barış Hakkına Dair Bildiriilanıyla, Dünya halkları için barışın kutsal bir hak olduğu, halkların barış hakkının güvence altına alınması ve hayata geçirilmesinin her devletin temel bir yükümlülüğü olduğu kabul edilerek, uluslararası uyuşmazlıkların barışçıl yollarla çözümünün zorunluluğu vurgulanarak, tüm devletlere ve uluslararası örgütlere, halkların barış hakkının hayata geçirilmesi için her türlü gayreti göstermesi için çağrıda bulunulmuştur.

1986’da yürürlüğe giren Afrika İnsan ve Halklar Hakları Yasası, Tüm halkların ulusal ve uluslararası düzeyde barış ve güvenlik içinde yaşama hakkı vardır ilkesini benimsemiştir.

Günümüzde birçok devlet, Anayasa’da barışa evrensel bir hak olarak yer vermiştir.

Türkiye Anayasası’nda doğrudan "Barış Hakkı’ndan söz edilmemekle beraber, başlangıç bölümünde vatandaşların birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla ve Yurtta Sulh Cihanda Sulh arzu ve inancı içinde, huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu belirtilmiştir.

Barış hakkı, İnsan haklarını kullanabilmenin ön şartıdır. Zira, savaşın yarattığı anti demokratik ortamda, insan haklarının korunması ve uygulanması mümkün olamamaktadır.

Kalıcı barış, insan haklarının güvence altında olduğu ortamda gerçekleşebileceği gibi, kutsal barış hakkı dahil temel insan haklarının savunulup korunması için de barışa ihtiyaç vardır.

Bu nedenlerle; Kutsal Barış Hakkı talebi, İnsan Hakları Savunucuları bakımından, ihtiyaç, gereklilik ve zorunluluktur.

İnsan Haklarının bir başka alanı olan fikir ve düşünce özgürlüğüne aykırı olarak; SAVAŞ İSTEYENLERİN vatansever, BARIŞ İSTEYENLERİN ise vatan haini olarak sınıflandırılmasının doğru olmadığnı aynı zamanda bu tür yaklaşımların, hukuk, adalet ve özellikle insan hakları kavramının içini boşaltma ve iç barışı da ortadan kaldırma sonucunu ortaya çıkardığını belirtmek isteriz.

İnsan Hakları Savunucusu Batman Barosu Sedat Özevin İnsan Hakları Merkezi; İnsanların evrensel ilkeler çerçevesinde, temel insan haklarına saygılı bir yaşam için Kutsal Barış Hakkı’na dayanarak, sorunların demokratik ilkeler ve barış içinde çözülebilmesi için, Türkiye’nin Suriye’ye olan harekatı başta olmak üzere, gezegenimizdeki tüm çatışma, operasyon ve savaşların durdurulması çağrısında bulunmaktadır.

Barış içinde yaşama dileğiyle. 14.10.2019

 

BATMAN BAROSU SEDAT ÖZEVİN İNSAN HAKLARI MERKEZİ

21.11.2024
AV. ABDULHAMİT ÇAKAN
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.