Baro Başkanımız Av. Ahmet Sevim, İHD Batman Şube Başkanı Osman Künteş ve Mazlumder Batman Şube Başkanı Hasan Argunağa ile birlikte, askerde şüpheli bir şekilde yaşamını yitirenlerin yakınları Mehmet Eşref Çiftçi, MehmetMirza Adlığ, Seyithan Beğde, Nezir Tirki, Bedirhan Kutluay ile birlikte basın açıklaması yapıldı. Yapılan açıklamadan sonra mağdur aileler soruşturma ve yargılama süreçlerinde yaşadıkları problemleri basın ile paylaştı.
BASINA VE KAMUOYUNA
Türkiye’nin ciddi bir sorunu olan kışlada şüpheli ölümler maalesef yeterince dikkat çekmemekte ve yeterli ve etkili soruşturmalara konu olmamaktadır. İnsan Hakları Derneğinin Asker Haklarına ilişkin yapmış olduğu çalışma sonucu elde edilen verilerine göre 1991 ve 2011 yılları arasında kışlalarda 1342 şüpheli ölüm gerçekleşmiştir. Bir taburun 800-900 kişiden oluştuğu dikkate alındığında bu döneme ilişkin rakamlarla 20 yılda 2 tabura yakın askerin ‘intihar’ ve ‘şüpheli ölüm’ sonucu hayatını kaybettiği tespit edilmiştir.
Yine bu rapora göre, hak ihlalleri askerde yaygın olarak hakaret, dayak, aşırı fiziksel aktiviteye zorlama, yeterli sağlık hizmeti alamama, tehdit, orantısız cezalar, şahsi işine koşturma, uykusuz bırakma ve devrecilik olarak sıralanmıştır.
Bugün bu ağır soruna kamuoyunun da bildiği üzere yakın zamanda Batman’lı üç genç askerde şüpheli şekilde hayatını kaybetmiş, ölüm gerekçeleri de intihar olarak açıklanmış olması ve bu şüpheli ölümler konusunda yeterli ve etkili bir soruşturma ve yargılama yapılmaması nedeniyle gündemimize aldık.
Aileler bu konuda ciddi bir mücadele başlatmış, benzer olaylarda yaşandığı gibi gerek idari gerekse de yargısal mekanizmalarda ciddi bir direnç ile karşılaşmışlardır. Bu konuda yaptıkları bütün girişimler sonuçsuz kalmış, müteveffa Abdurrahman Çiftçi’nin ailesinin hukuki mücadelesinde bütün deliller göz ardı edilerek suçlular ortaya çıkarılmamış ve şahsın ölümüne direkt ya da dolaylı sorumluluğu olabilecek komutanlar, ölüm olayı ile hiçbir ilişki kurulmadan “Asta müessir fiil” “emre itaatsizlikte ısrar” gibibasit cezalar ile cezalandırılmışlardır.
Her şeyden önce bu tür olaylarda emir komuta sistemi içinde Askeri Mahkemelerce adil bir yargılama yapılmayacağı şüphesizdir.
Bu tür vakalarda gerçeğin ortaya çıkarılmasında etkili olabilecek diğer tüm kişi ve personel aynı hiyerarşik yapı içinde yer aldığından soruşturma ya da yargılama sırasında gerçeği gizlemek zorunda kalmakta ya da bırakılmaktadırlar.
“Kurumların yıpranması” adına kurumların kutsanması ve bireysel hak ve özgürlüklere tercih edilmesi yine bu vakalarda gerçeğin ortaya çıkarılmasının önündeki bir başka engeldir.
Ancak bizler, yaşam hakkının ve kişi onurunun her şeyin üstünde olduğunu, askerde şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden kişilerin sorumlularının etkili bir soruşturma ve yargılama ile ortaya çıkarılmasının, gerek geride kalan ailelerin hukuku, gerekse de toplumsal barış için zorunlu olduğuna inanmaktayız.
En temel hakları olan yaşam hakkının şüpheli bir şekilde elinden alınmış bireylerin ailelerinin dernekleşmek ve bu şekilde hak arama yoluna başvurmasının bu süreçte yaşadıkları sorunların ağırlığına işaret etmektedir. Batman Barosu, Mazlumder ve İnsan Hakları Derneği Batman Şubeleri olarak, bu mücadelede olayın başından beri ailelerin yanında olmaya çalıştığımız gibi bundan sonraki mücadelelerinde yalnız bırakmayacağımızı kamuoyuna saygı ile duyuruyoruz.
Batman Barosu Başkanlığı İHD Batman Şubesi
Mazlum Der Batman Şubesi