İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, MEB Şura Salonu'nda düzenlenen Genel Güvenlik ve Uyuşturucu ile Mücadele Toplantısı’nda "Okulun çevresinde bir uyuşturucu satıcısını gördüğümüz zaman beni ne kadar kınarlarsa kınasınlar, ne kadar eleştirirlerse eleştirsinler o uyuşturucu satıcısının ayağını kırmaya polis görevlidir. Benim ülkemin gencinin canına mal olacak bir kişiye gereğini yerine getirme görevidir. Suçunu bana atsın. Bunun suçu neyse, 5 yıl içeride yatmaksa yatarız, 10 yıl içeride yatmaksa yatarız, 20 yıl içeride yatmaksa yatarız. Çok net söylüyoruz. Bu 2018 yılında bunların kafasına çökeceğiz ve milletimizi bu illetten kurtaracağız. Ben bir 1.5 bu talimatı veriyorum arkadaşlara. Bulduğunuz zaman gereğini yerine getirin" diyerek amiri konumunda bulunan polise kanunsuz emir vermiştir.
Bilindiği üzere Anayasanın “Kanunsuz Emir” başlıklı 137. maddesine göre; “Kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle çalışmakta olan kimse, üstünden aldığı emri, yönetmelik, tüzük, kanun veya Anayasa hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Ancak, üstü emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, emir yerine getirilir; bu halde, emri yerine getiren sorumlu olmaz. Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz”.
Türkiye’deki kolluk gücünün amiri konumundaki İçişleri Bakanı’nın kamuoyu önünde yaptığı bir açıklamada polise açıkça işkence yapma emri vermesi hukuk devleti bakımından vahimdir. Bir hukuk devletinde devlet organlarının ve organlar adına işlem-eylemde bulunan kamu görevlilerinin kalacağı sınırlar çok net bir biçimde çizilmiş olup bu sınırların dışına çıkmak suçtur. Dolayısıyla İçişleri Bakanı’nın talimatının yerine getiren bir kamu görevlisinin Türk Ceza Kanunu’nun 94. maddesinde düzenlenen “İşkence” suçunun faili olması kaçınılmazdır. Aynı maddenin son fıkrasına göre ise işkence suçlarından dolayı zamanaşımı işlemez.
Öte yandan İçişleri Bakanı’nın talimatı açıkça kanunlara aykırı işlem-eylemde bulunma çağrısı olup bu talimat Türk Ceza Kanunu’nun 214. maddesinde düzenlenen “Suç işlemeye tahrik” suçu kapsamındaki bir fiildir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın da anılan fiili bu kapsamda görerek Anayasanın 10. maddesiyle korunan “Kanun Önünde Eşitlik” ilkesi gereği İçişleri Bakanı hakkında gerekli adli işlemleri başlatması gerekmektedir.
“İşkenceye sıfır tolerans” politikasının terk edildiği anlamına gelen bu talimat hukuk devleti açısından onarılmaz yaralara yol açmadan geri çekilmeli, tekzip edilmelidir. İşkence insanlığa karşı suçlardan olup hiçbir neden işkence yapılmasını meşru kılamaz.
Batman Barosu, polis memurlarına İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “uyuşturucu satıcısının ayağını kırma”ları yönündeki talimatına uymama çağrısı yapmaktadır.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
Batman Barosu Başkanlığı