18.05.2015
Siyasi partiler, demokrasilerde bir yandan örgütlenme ve siyaset yapma hakkının, diğer yandan halk iradesinin temsilinin en önemli aracıdır. Toplum ve ülke sorunlarının çözümü konusunda siyaset kurumunun her türlü özgürlük alanından faydalanması bir gerekliliktir. Ancak özellikle Ortadoğu coğrafyasında demokrasinin sürekli olarak tehdit altında olması ve darbelerle kesintiye uğraması, siyasetten beklenen rolün gerçekleşmesine engel olmaktadır. Vesayetçi yapıların toplumsal farklılıkları ve onları temsil eden siyasi anlayışları sistem dışı kabul ederek demokrasi dışı yollarla devirme örnekleri maalesef günümüze kadar devam etmektedir.
Nitekim Mısır’ın seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin askeri darbe ile devrilmesi ve askeri vesayetin etkisi altındaki Mısır yargısınca idam kararına çarptırılması bu anlayışın son tezahürüdür. İnsan hakları değerleri açısından kabul edilemez olan siyasi idamları kınıyor ve her türden idamın bir ceza yöntemi olmaktan çıkarılması gereğini vurguluyoruz.
Türkiye’de, Mısır’daki sivil siyasete yönelik demokrasi dışı müdahaleler ve en son idam kararına ilişkin oluşan hassasiyet, konu seçim ve Türkiye’deki siyasi partiler olduğunda yerini eskinin hastalıklı-dışlayıcı anlayışına bırakmaktadır.
Son dönemlerde ve özellikle Halkların Demokratik Partisi (HDP)’nin seçimlere parti olarak girme kararı almasından sonra Hükümet çevrelerinin her türlü muhalefeti meşru siyaset kurumu dışında görmesi ve kriminalize etmesi önümüzdeki seçim güvenliği açısından kamuoyunda ciddi endişelerin oluşmasına neden olmuştur.
Son bir aydır Türkiye’nin birçok yerinde seçim bürolarına ve son olarak bugün Adana ve Mersin’de il binalarına yönelik bombalı saldırılar, sadece HDP’ye dönük saldırılar değil aynı zamanda seçim güvenliği ve sivil siyasete yönelik saldırılardır.
Batman Barosu olarak, HDP’ye yapılan saldırıları kınıyor, Adana ve Mersin Cumhuriyet Başsavcılıklarından seri, etkili ve tarafsız bir soruşturma yaparak faillerin yargı önüne çıkarılmasını talep ediyoruz.
Bu anlamda, seçime katılacak tüm siyasi partilerin seçim barışını zedeleyecek söylem ve tutumlardan kaçınması ve özellikle devlet kurumlarının bu dönemlerde öncelikli rollerinin siyasal faaliyette bulunma hakkının korunmasına yönelik gerekli genel ve özel önlemleri almak olduğunu hatırlatmak istiyoruz.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.