BASINA VE KAMUOYUNA
Tarih: 10.12.2016 | Okunma Sayısı: 3938

BASINA VE KAMUOYUNA

 

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 10 Aralık 1948 yılında İnsan Hakları Evrensel Bildirisinin kabul edilmesiyle birlikte, her yıl Aralık ayının 10.’uncu gününü içine alan hafta Birleşmiş Milletlere üye ülkelerde İnsan Hakları Haftası olarak kutlanmaktadır. 1948 yılında kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirisinin 2.Maddesinde;”Herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya başka bir görüş, ulusal veya sosyal köken, mülkiyet, doğuş veya herhangi başka bir ayrım gözetmeksizin bu Bildirge ile ilan olunan bütün haklardan ve bütün özgürlüklerden yararlanabilir. Ayrıca, ister bağımsız olsun, ister vesayet altında veya özerk olmayan ya da başka bir egemenlik kısıtlamasına bağlı ülke yurttaşı olsun, bir kimse hakkında, uyruğunda bulunduğu devlet veya ülkenin siyasal, hukuksal veya uluslararası statüsü bakımından hiçbir ayrım gözetilmeyecektir.” düzenlenmesine yer verilerek insanların hiçbir ayrım gözetmeksizin eşit ve özgür olduğu vurgulanmıştır.

 

İnsan bir yönüyle sahip olduğu haklarıyla anlamlıdır. Esas olan insanın sahip olduğu haklar ve bu hakların pratikte kullanım yollarının açık olmasıdır. İnsan onurunun korunması ve insani gelişmenin sağlanmasına yönelik bir çabanın sonucu olarak ortaya çıkan ve pek çok ülkenin imza attığı İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nde ortaya konulan değerlerin hiçe sayıldığı, insanı insan olmaktan çıkaran savaş ve çatışmalar sebebiyle insanların haklarından mahrum bırakıldığı, ağır süreçler yaşanmış ve yaşanmaktadır. Savaş, çatışma ve yöneten elitin yönetilen çoğunluk üzerindeki güç tasarrufları, her yönüyle devam etmektedir. Ölüm insanlık için adeta sıradanlaştırılmıştır.

 

Mevzuat yönünden ciddi ilerlemeler sağlanmasına rağmen, mevzuatta tanınan hakların uygulamada kullanım yollarının açık tutulmasında hala çok ciddi eksiklik ve engeller mevcuttur. Günümüzde savaşların yaşandığı ve her gün masum insanların hayatını kaybettiği yeryüzü alanları bildirgeye imza atmış ülkelerin denetimi altındadır. Ancak ne yaşam hakkı ihlallerinin ne de diğer mağduriyetlerin önüne geçilmektedir. Tam aksine yaşam hakkının ihlaline sebebiyet teşkil eden ölümler, bildirgeye imza atmış olan ülkelerin de içinde bulunduğu siyaset arenasında sayısal bir veri olarak değerlendirilmektedir.

 

Bu hakların uygulamada kullanım alanlarının açık olup olmamasının denetlenmesinde hukukçulara büyük görevler düşmektedir. Aynı şekilde bu hakların uygulama alanı bulmasında ve ihlal edilmesinin önlenmesinde devletlerin hiç şüphesiz pozitif yükümlülüğü vardır.

 

Batman Barosu olarak biz hukukçuların, hakların kullanım alanlarının açık tutulması gibi önemli bir sorumluluğumuzun olduğunun bilinciyle, özelde içinde yaşadığımız toplumun genelde ise tüm insanlığın, sahip olduğu hakları etkin bir şekilde kullanması için üzerimize düşen sorumluluğun farkında olduğumuzu belirtmek isteriz.

 

Hak ihlallerinin en yoğun yaşandığı dönem olan mevcut savaş durumunun gerek bölgemizde gerekse de tüm dünyada bir an önce son bulmasını ve barışın hem coğrafyamızda hem de yeryüzünün diğer alanlarında bir an önce tesis edilmesini arzuluyoruz.

 

Bu düşüncelerle 2016 yılı İnsan Hakları Haftasının, hak ihlallerinin en asgari düzeye inmesine ve insanın haklarıyla birlikte değerli ve anlamlı olduğu bilincinin yerleşmesine vesile olmasını ümit ediyoruz.

 

Not: 28 Kasımda 2015 tarihinde dört ayaklı minarenin dibinde karanlık bir cinayetle kaybettiğimiz değerli insan hakları savunucusu, Diyarbakır Baro Başkanı, Türkiye İnsan Hakları Vakfı kurucu üyesi, meslektaşımız Av. Tahir ELÇİ’yi bir kez daha saygıyla, özlemle ve rahmetle anıyoruz.

 

 

                                                                                                                                     BATMAN BAROSU BAŞKANLIĞI 

  
20.09.2024
AV. ERKAN ŞENSES
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.