Türkiye Barolar Birliği ve Batman Belediyesinin büyük katkılarıyla yapılan Batman Barosu Hizmet binası 04 Eylül 2016 tarihinde Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Batman Milletvekilleri Ayşe Acar Başaran, M. Ali Aslan, Saadet Becerikli, Batman Belediyesinin önceki başkanları Sabri Özdemir ve Serhat Temel, Sayın Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ahmet Güler, Adalet Komisyonu Başkanı Ramazan Akbal, Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcı Av. Berra Besler, Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı Baş Danışmanı Av. Zafer Köken, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Av. Eyüp Sabri Çepik , Adıyaman Barosu Başkan Av. Hasan Demir, Bingöl Barosu Başkanı Av. Abdullah Alakuş, Bitlis Barosu Başkanı Av. Enis Gül, Bursa Barosu Başkanı Av. Ekrem Demiröz, Çanakkale Barosu Başkanı Av. Bülent Şarlan, Diyarbakır Barosu Başkan Vekili Av. Ahmet Özmen, Iğdır Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Mesut Öztürk, Karabük Barosu Başkanı Av. Rıdvan Erdoğan , Kırklareli Barosu Başkanı Av. Harun Saygılı, Mardin Barosu Başkanı Av. Çelebi Araz, Muş Barosu Başkanı Av. Feridun, Siirt Barosu Başkanı Av. M. Cemal Acar, Şırnak Barosu Başkanı Av. Nuşirevan Elçi, Tekirdağ Barosu Başkanı Av. Huriye Altay Erol, Urfa Barosu Başkanı Av. Hikmet Delebe ve Van Barosu Başkanı Av. Murat Timur, siyasi parti, meslek odaları,STK başkan ve temsilcileri ve çok sayıda meslektaşımız katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunması akabinde Batman Barosu Başkanı Av. Ahmet Sevim’in açış konuşması yaptı. Daha sonra Türkiye Barolar Birliği Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu söz aldı. Hizmet Binasının yapımına katkılarından dolayı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu ve Sabri Özdemir'e plaket verildi. Kurdele kesim töreninden sonra yapılan kokteyl ve hizmet binasının gezilmesi ile tören sona erdi.
Sayın Birlik Başkanım, Sayın Milletvekilleri, Sayın Belediye Başkanım, Sayın Cumhuriyet Başsavcı Vekilim, Adalet Komisyonu Başkanım, Saygıdeğer Baro Başkanları, Protokolün değerli üyeleri, Meslek Odaları ve Sivil Toplum Kuruluşları Başkan ve Temsilcileri, Değerli Basın Mensupları ve Sevgili meslektaşlarım, Batman Barosu Hizmet Binasının açılışına hoş geldiniz, teşriflerinizle bizleri mutlu ettiniz.
Uzun bir uğraş sonucunda, büyük bir emek, fedakârlık ve özveri ile tamamlanan hizmet binasının açılışında, sizlerle birlikte olmaktan büyük bir onur duydum.
Bizim bir hayalimiz vardı ve bugün bu büyük hayalimiz gerçekleşti. Bu mutlu günümüzde, heyecanımıza ve haklı kıvancımıza ortak olduğunuz için hepinize çok teşekkür ederim.
Ülkenin dört bir yanından, bunca yolu teperek, bu mutluluğu ve heyecanı bizlerle paylaşan değerli Birlik Başkan ve Yöneticilerine, Adıyaman, Bingöl, Bitlis, Bursa, Çanakkale, Diyarbakır, Iğdır, Karabük, Kırklareli, Mardin, Muş, Siirt, Şırnak, Tekirdağ, Urfa ve Van Baro Başkanlarıma, baro temsilcilerine ve meslektaşlarıma ayrıca ve özellikle teşekkür ederim.
Sayın Konuklar,
Barolar, bir yandan meslek standartlarını düzenleyen meslek kuruluşları, diğer yandan doğası gereği toplumla kuvvetli bağları olan, hayatın içinde kurumlar olduğundan adaletin tesisinde vazgeçilmez bir role sahiptirler. Bu nedenle, bu hayati işlevini daha güçlü şekilde ifa etme imkânı verecek hizmet binasının yapımı, sadece bizler için değil, toplum için de, Batman için de oldukça önemlidir. Bu bilinçle temel atma töreninde, yine sizlerin huzurunda belirttiğimiz üzere, bu bina sadece Batman Barosunun değil, bütün Batman’ın, Batman Sivil Toplumunun hizmetinde olacak. Bunu bir kez daha buradan ifade etmek isterim.
Böylesi bir eserin Batman’a ve Batman Barosuna kazandırılmasında büyük emekleri olan, başta Türkiye Barolar Birliği Başkanımız, Birlik yönetimimiz, teknik ve idari personeline, yine Batman Belediyesi Başkanları ve personeline olmak üzere, yapımı sırasında kapısını çaldığımız tüm kurum yönetici ve personellerine, her türlü destek ve kolaylıklarından dolayı bütün samimiyetimle ayrı ayrı teşekkür ederim.
İlk günden bugünkü açılışa kadar, büyük bir emekle ve hatta kazma kürek çalışarak fedakârlık gösteren Baromuz Yönetim Kurulu üyelerine, baro çalışanlarımıza, bina yapımında çalışan emekçilere bina ile ilgili milyonlarca soru ve görüşle bizleri bu konuda zinde tutan meslektaşlarıma da, ayrıca teşekkür ederim. Sağ olsunlar, var olsunlar.
Saygıdeğer Konuklar, Sevgili Meslektaşlarım,
Şüphesiz Hizmet Binamız fiziki yapısı ve imkânları ile gerek mesleki faaliyetlerimizin yürütülmesinde, gerekse de sivil toplumun kullanımı ile önemli bir işlev görecektir. Ancak şunu önemle belirtmek ve taahhüt etmek isterim ki, bu binanın alâmetifarikası duvarları, taşları, masaları, koltukları olmayacak, insanı merkeze alan prensipler, adalete ulaşmak konusunda yürütülecek faaliyetler, kuruluşunun 25. Yıl dönümünde olan Batman Barosunun sahip olduğu gelenekleriyle oluşan ruhu olacaktır. Bu binanın temeli adalet, taşıyıcı sütunları hak ve özgürlükler mücadelesi olacaktır.
Tam da bu noktada, bu binaya ruhunu veren müteveffa başkanlarımızı ve meslektaşlarımızı, Av. Zekeriya Aydın’ı, Av. Sedat Özevin’i, Av.Veysi Arı’yı ve Av. Tahir Elçi’yi bir kez daha rahmetle ve özlemle anmak isterim. Hak ve özgürlükler mücadelesini, tertemiz mesleki duruşlarını bizlere miras bırakan arkadaşlarımızın anılar, bu binada sadece isimlerini verdiğimiz merkezler ve salonlarda yaşamayacak, her türlü faaliyetinde izlerini gösterecektir. Bu bina görkemini arkadaşlarımızın yaşamlarıyla somutlaşan değerlerden alacaktır.
Sayın Konuklar, Sevgili Meslektaşlarım,
15 Temmuz darbe girişimi ile kastedilen sivil hayat, toplumun bir bütün olarak güçlü bir şekilde karşı koyuşu ile boşa çıkarıldı, darbe karşıtlığında somutlaşan toplumsal mutabakat geleceğe dair büyük bir umut atmosferi oluşturdu.
Türkiye’nin toplumsal ve siyasal tarihine altın harflerle yazılacak bu döneme, maalesef Olağanüstü Hal uygulamaları, özensiz soruşturmalar, ihraç ve sürgün kararları ile gölge düşmektedir. OHAL kapsamında yapılan düzenlemeler, ortaya konan idari pratik, temel hak ve hürriyetlerin kullanılamayacak biçimde sınırlanmasının yanı sıra her türlü hak ihlaline kapı aralamaktadır.
Devlet yönetiminin her kademesince meşruiyeti sorgulanan DGM ve Özel Yetkili Mahkemeler, verdikleri kararlar ile geride büyük bir mağdurlar ordusu bırakmıştır. Bu konuda oluşan toplumsal beklenti, özellikle siyasal suçlardan hüküm giymiş kişiler yönünden yeniden yargılanma koşullarının sağlanması talebi, devletin soğuk bürokratik duvarlarına çarpmakta, büyük bir kayıtsızlıkla karşılanmaktadır. Yetmezmiş gibi bu sorunu geleceğe taşıyan benzer uygulamalar devam etmektedir.
Bir toplumu ayakta tutmanın ve toplumsal barışı sağlamanın yolu yargısal güvencedir. Bugün yürütülen yargısal faaliyetlerin toplumda barış ve güvenin tesisini sağladığını söyleyebilmek mümkün değildir. Adalet, zor zamanda vazgeçilebilecek, ertelenebilecek bir lüks değil, tam aksine zor zamanda sıkı sıkıya sarılmamız gereken meşruiyet kaynağımızdır.
Son OHAL kararnameleri ile savunma hakkının özüne dokunulmuş, savunma makamı işlevsizleştirilmiş ve neredeyse mesleki faaliyetlerimiz sürdürülemez hale gelmiştir. Bu durum sadece Avukatlık mesleğinin haklarının sınırlanması anlamına gelmiyor, daha önemlisi adil yargılama hakkının temelini oluşturan savunma hakkını da ciddi şekilde zedeliyor. Umuyoruz ki, bir an önce savunma hakkını sınırlayan uygulamalardan vazgeçilir ve meslektaşlarımızın ne pahasına olursa olsun korumaya kararlı oldukları ilkelere uygun koşullara dönülür.
Tam da bu noktada, tamamıyla mesleki faaliyetlerinden dolayı tutuklu olan meslektaşlarımızı da anmak ve dayanışma içinde olduğumuzu belirtmek isterim.
Değerli Konuklar,
Eminim şu ana kadar saydığım sorunların büyük bir kısmının hem kaynağı hem de sonucu olan Kürt meselesinin çözümü, hayati derecede önemlidir. Toplumsal beklentiye uygun başlayan çözüm süreci ile Kürt meselesi sivil, çağın gereklerine uygun ve çoğulcu bir Anayasa ile çözülebilecekken, bugün geldiğimiz noktayı anlayamıyoruz, kabul edemiyoruz. Kürt meselesi gibi hak ve özgürlük temelli bir meselenin şiddete hapsolması, sorunun çözümünde şiddetin bir araç olarak kullanılmasının sonuçlarını, hepimiz çok yakından, çok acılı bir şekilde yaşıyor, görüyoruz.
İlanihaye devam etmeyecek, nesiller tüketen bu sorunun geleceğe taşınmasının vebali de, sonuçları da hepimiz için büyük olacaktır. Bu nedenle şiddet dışı yöntemlerle, siyasal kanallarla sivil araçlarla bu meseleyi çözmek hepimizin boynunun borcu, barış yaşamını yitiren her masum insanın bizlere emanetidir.
Bu uğurda samimiyetle, bıkmadan, usanmadan, canı pahasına mücadele etmiş Sevgili Tahir Elçi’nin bizlere emanetidir.
Katılımınız için, tekrar hepinize teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.