11.06.2013 Tarihinde İstanbul Çağlayan Adliyesinde meslektaşlarımız, tarihin hiçbir döneminde avukatlara reva görülmemiş bir muameleyle cübbeleri üzerlerinde olduğu halde, yaka paça, tartaklanarak, yerlerde sürüklenerek ve kelepçelenerek gözaltına alındı.
Adliyelerin adaletin tesis ettiği yerler, avukatların da adaletin vazgeçilmez unsurları olduğu unutularak ve daha kötüsü meslektaş olarak kabul edilen Başsavcının emri ile avukatların adliye dışına çıkarılması, gözaltına alınması bizler için kabul edilemez bir tutumdur. Bilinmelidir ki, avukatların polis zoruyla adliyeden çıkarılması avukatları küçük düşürmemiş, bu emri verenlerin ve uygulayanların meşruluğunu ve adalet sistemini tartışmaya açmıştır.
Avukatlık mesleğinin doğasından kaynaklanan bağımsızlığı ve özgürlüğünün sistemli bir biçimde zayıflatıldığı bu dönemde adliye içinde, avukatın tüm değerlerini temsil eden cübbesiyle saldırı yapılmış olması, avukatı adalet için bir “ayak bağı” gören anlayışın ürünüdür.
Tamamen haksız ve hukuksuz bu uygulamayla avukata yönelmiş bu saldırı sadece birey olarak meslektaşlarımızın kişisel haklarına yapılmış bir saldırı değil aynı zamanda vatandaşın hak arama özgürlüğüne, savunma hakkına yapılmış bir saldırıdır. Sosyal medyaya yansıyan polis otobüsünde gömleği yırtılmış vaziyetteki meslektaşımızın görüntüsünü üzülerek gördük. Açıktır ki yırtılan meslektaşımızın gömleği değil topyekün bir adalet sistemi ile Anayasada belirtilen “Hukuk Devleti İlkesi”dir.
Bizler, avukat tarafından temsil edilen tüm hak ve özgürlükleri bıkmadan ve usanmadan savunacağımızı kamuoyuna ilan ediyor, meslektaşlarımıza yapılan bu saldırıyı şiddetle kınıyor ve saldırıya uğrayan meslektaşlarımızın yanında olduğumuzu kamuoyuna ilan ediyoruz.12.06.2013
Saygılarımızla,