BASINA ve KAMUOYUNA
Ülkemizde son günlerde kadınlara yönelik şiddetin vahim bir şekilde arttığını gözlemlemekteyiz. Her gün birden fazla, kadına şiddet haberiyle karşı karşıya kalmaktayız. Acımızı anlatmaya kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir noktaya geldik. Kadınları kendilerine en yakın kişiler olan eşleri, partnerleri veya diğer aile bireylerinin katli sonucu kaybediyoruz.
Ülkemizde kadına karşı uygulanan şiddet tablosu halen çok vahim bir noktadadır.
2018 yılında 440 kadın erkek şiddeti ile hayatını kaybetti. 440 kadının en temel insan hakkı olan yaşama hakkı ihlal edildi.
Kadınların 105’i kendi hayatına dair karar aldığı, 16’sı boşanmak istediği için öldürülürken;
131 şüpheli ölüm ve 134 tespit edilemeyen kadın cinayeti gerçekleşti.
Öldürülen her 2 kadından birinin faili kocası veya erkek arkadaşıydı.
2019 yılının ilk 6 ayında 214 kadın erkekler tarafından öldürüldü.
2019 yılının Temmuz ayında 31, Ağustos ayında 49, Eylül ayında 53 kadın erkekler tarafından katledildi.
Eylül ayında öldürülen 53 kadının 17’sinin kim tarafından öldürüldüğü tespit edilemedi, 15’i evli oldukları erkek, 6’sı tanıdık/akraba, 5’i birlikte olduğu erkek, 3’ü oğlu, 2’si ağabeyi, 2’si eskiden evli olduğu erkek, 1’i evli olduğu erkek ve ailesi, 1’i evli olduğu erkek ve kardeşi, 1’i de tanımadığı biri tarafından katledilmiştir.
Bir ayda 30 gün varken, bir ayda 53 kadın öldürülüyor. Bu rakamlar dikkate şayandır.
Bu, yıllar itibari ile bilinen rakamlar birde adli mercilere yansımayan kayıtlara geçmeyen binlerce kadınımız var.
Zihinsel değişim şarttır. Erkek egemen toplumu, feodal anlayışı, kadını ötekileştiren iradeyi bertaraf etmek gerekir, en temel sorunumuzda budur.
Aksi halde kamu vicdanını rahatsız eden, insanın insan olma vasfına aykırı cinayetlerle karşı karşıya kalmaya devam ederiz.
BU KAÇINCI !
En son Ordu Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Müzik Bölümü 2'nci sınıf öğrencisi Ceren Özdemir, oturduğu binanın önünde cezaevi firarisi bir erkek tarafından yol boyu takip edildikten sonra kalbinden bıçaklanarak vahşice öldürüldü. Bir can, bir kardeş, bir yaşam daha son buldu. En ulvi insan hakkı olan yaşam hakkı elinden alındı .
Kadın cinayetleri bireysel olaylar değildir. Toplumun kadına bakışı, kadının hak ve özgürlüklerinin tanınmaması, erkek egemen anlayışın değiştirilmeye çalışılmaması, kadın üzerinden yanlış söylemlere ve beyanatlara son verilmemesi ve kadının birey olmasının önüne devamlı olarak set çekilmesinin sonucunda gelinen noktadır ve toplumsal bir sorundur
Batman Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak KADINA KARŞI ŞİDDET ve KADIN CİNAYETLERİNİ LANETLİYOR ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerine son verilmesi için sonuna kadar mücadele edeceğimizi bir kez daha kamuoyuna duyuruyoruz.
BATMAN BAROSU KADIN HAKLARI MERKEZİ