21 Mayıs 2016 tarihinde Van’da toplanan Doğu ve Güneydoğu Bölge Baroları aşağıdaki hususlarda görüş birliğine varmışlardır;
1) 28 Kasım 2015 tarihinde karanlık bir olayla katledilen Diyarbakır Barosu Başkanı Av. Tahir Elçi dosyasında bugüne kadar hiçbir mesafe kat edilmemiş ve soruşturma makamlarının çalışmaları başta ailesi ve biz meslektaşları olmak üzere hiç kimseyi tatmin etmemiştir. Yürüttüğü insan hakları mücadelesi ve barış çabaları ile sembol olan Tahir Elçi’ye yönelik bu cinayetin faili meçhul kalması konusunda siyasal iradenin ve yargının ciddiyetsiz tutumunu kabul etmeyeceğimizi bir kez daha yineliyoruz.
2) Temmuz 2015’ten beridir başlayan çatışmaların olumsuz sonuçları dönüşü olmayacak şekilde büyümekte, bir yandan başta yaşam hakkı olmak üzere ağır hak ihlalleri konusunda toplumda bir yandan büyük bir kayıtsızlık oluşmakta, öte yandan barışa dair ümit gün geçtikçe tükenmektedir.
Sivil yerleşim alanlarında yaşanan çatışmalar sonuçları itibariyle toplum için tahammül eşiğini çoktan aştığı, toplumun sosyal, siyasal, ekonomik tahribatın boyutları itibariyle toplu bir yok oluşla karşı karşıya kaldığı açıktır.
Sokağa çıkma yasağı ilan edilen ve çatışmalarla ya da sonrasında kamu otoritesi eli ile yıkılan yerleşim yerlerin imarı, toplumun rehabilite olması, yaşama tutunması bu koşullarda mümkün değildir.
Sadece çatışma ve operasyonlarla boşalan yerleşim yerleri değil neredeyse her kentimiz, köyümüz, sokağımız büyük bir tehlike altında iken hiç kimsenin ama hiç kimsenin güvende olamayacağı Diyarbakır’ın Tanışık köyündeki katliamla bir kez daha anlaşılmıştır.
Bu hal sürdürülebilir bir hal değildir ve unutulmamalıdır ki, masumların kurban edildiği bir “zafer” asla zafer değildir.
3) Kürt meselesi siyasal bir sorundur ve ancak siyaset kanalları açık tutularak ve bu yolda ısrarcı olunarak çözülecek bir meseledir. Bütün sorunlu yapısına rağmen Türkiye’de, sorunların çözümünün en meşru yolu da siyasettir. Dokunulmazlık konusunda TBMM’ce yapılan düzenleme ile siyaset kurumu, siyasal alanı bile bir sorun haline getirmiş ve varlık sebeplerini inkâr etmiş, kendi özgürlük alanından gönüllü vazgeçme ile bu alanı yargıya teslim etmiştir.
Milletvekili dokunulmazlığı konusunda objektif ölçüler ortaya konmadan, demokratik değerler dikkate alınmadan günlük siyasal hesaplarla, ötekileştirme ve karşıtlık üzerinden düzenleme yapılması, sadece aleyhine düzenleme yapılan HDP’yi etkilemeyecek, bütün bir siyasal alanı tıkayacak ve maalesef Kürt meselesini derinleştirerek geleceğe taşıyacaktır.
Kürt meselesi, bugün yaşanan siyasal krizin ve toplumsal ayrışmanın temel sebebidir. Yine siyasal taleplerin yargı eliyle bastırılmasının sonuçları 1994’te DEP’li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması kötü tecrübesi, siyasal ve toplumsal sonuçları ortadadır.
Buna rağmen, dün tam bir siyasal mühendislik örneği ile TBMM’de alınan karar ile siyaseten bölünmüş ve ayrışmış toplumsal kesimleri çatışmaya sevk edecek ve herkesin kaybedeceği tehlikeli bir oyun oynanmıştır.
Biz aşağıda imzası bulunan Doğu ve Güneydoğu Bölgesi Baroları olarak, Kürt meselesinin şiddetle, siyasal yargılamalarla ve cezaevlerinde tedip yoluyla çözülemeyeceğini yakın tarihte tecrübe edilerek görüldüğünü hatırlatmak istiyoruz. Kürt meselesinin çözümü siyaset, siyasetin etkinliğinin yolu daha fazla özgürlüktür. 21.05.2016
ADIYAMAN BAROSU AĞRI BAROSU BATMAN BAROSU
BİNGÖL BAROSU BİTLİS BAROSU DERSİM BAROSU
DİYARBAKIR BAROSU HAKKÂRİ BAROSU KARS-ARDAHAN BÖLGE BAROSU
MARDİN BAROSU MUŞ BAROSU SİİRT BAROSU
ŞIRNAK BAROSU URFA BAROSU VAN BAROSU