Gözlem Raporu
Tarih: 13.12.2012 | Okunma Sayısı: 4257

BATMAN BAROSU 

 

BATMAN M TİPİ CEZAEVİNDEKİ TUTUKLU VE HÜKÜMLÜLERİN AÇLIK GREVLERİNE İLİŞKİN 

TESPİT VE GÖZLEM RAPORU

 

31.10.2012

 

Giriş ve Amaç

Uzunca süredir Türkiye gündeminde olan çok sayıda cezaevinde başlayan süresiz dönüşümsüz açlık grevlerine Batman M Tipi Cezaevinden 05.10.2012 ve 15.10.2012 tarihinde iki ayrı grup olmak üzere toplam 14 kişi katılmıştır.   

 

Söz konusu eylemlerin, eyleme katılan tutuklu ve hükümlülerde kalıcı sağlık sorunları bırakacak ve hatta ölümlerine sebebiyet verecek aşamaya gelmiş olması nedeniyle baromuzca  bir komisyon kurulmuştur.  

 

Komisyon; açlık grevindeki tutuklu ve hükümlülerin sağlık durumlarını gözlemlemek, tıbbi destek ve ilaç alıp almadıklarını, eylemcilerin talep ve beklentilerinin neler olduğunu tespit etmeyi amaçlamıştır.  

  

Komisyonun Teşekkülü         

  Baromuzca alınmış olan karar doğrultusunda, Komisyon Av. Tamer Öztoprak, Av. Bedri Tokgöz, Av. Osman Gülçek, Av. Kemal Üner ve Av.Selma Erbaş’tan teşekkül etmiştir.  

      

            Teşekkül eden komisyon, 31.10.2012 günü Batman M Tipi Cezaevinde tutuklu ve hükümlülerle görüşmüştür. 

 

Görüşülen Tutuklu ve Hükümlüler

 

05.10.2012 tarihinde açlık grevine başlamış tutuklu ve hükümlüler

1) Nizam Arzık-36 yaşında  

2) Ali Adıbelli- 22 yaşında  

3) Adnan Yiğittekin- 20 yaşında  

4) Serdar Şahin-19 yaşında  

5) Delil Yılmaz 24 yaşında  

6) İskan Egüz 35 yaşında  

7) Atilla Öztürk 43 yaşında  

8) Ahmet Eski 26 yaşında  

9) ŞeyhmusBülbül 31 yaşında  

 

15.05.2012 tarihinde açlık grevine başlamış tutuklular 

10) İsmail Yüksel 21 yaşında  

11) Remzi Baytar 22 yaşında  

12) Hüseyin Çam 27 yaşında 

13) Melek Çarpan 33 yaşında  

14) Semih Baz 20 yaşında  

Cezaevinde görüşülen açlık grevi eylemcilerinden İskan Egüz hükümlü, diğer eylemcilerin tamamı tutukludur. 

 

Yöntem

Komisyon, açlık grevine katılan tüm tutuklu ve hükümlülerle tek tek görüşmüş, eylemcilerin açlık grevine başladığı tarih, tutukluluk ya da hükümlülük durumunu, yargılandığı mahkemeyi, ailesinin ikamet ettiği yeri, avukatının olup olmadığını, eylemcilerde baş gösteren sağılık sorunları/kronik hastalıkları, eylemcilerin aldığı katı/sıvı gıdaların alınma şekli ve miktarı, cezaevi uygulamaları ve cezaevi yönetiminin kendilerine yaklaşım biçimi, greve başlama nedenleri, talep ve şikâyetleri ayrıntılı bir şekilde eylemcilere sorulmuş ve tüm beyan ve cevaplar bilgi formu ile kayıt altına alınmıştır.  

 

Tespitler

1)Açlık grevindeki eylemci tutuklu ve hükümlülerce genel olarak; baş dönmesi, şiddetli baş ağrısı, gözlerde kararma, mide bulantısı, halsizlik, karın ağrısı, mide krampları, kas ağrıları, uyku bozukluğu, uzağı görememe, kilo kaybı, ses ve kokuya aşırı duyarlılık şikayetleri beyan edilmiştir. Tutuklu ve hükümlülerin kimi şikâyetleri komisyon üyelerince de gözlemlenmiştir.  

 

Ayrıcatutuklulardan Remzi Baytar kronik bronşit hastası olduğunu beyan etmiştir. Yine tutuklulardan Atilla Öztürk ile yapılan görüşmede konuşma güçlüğü çektiği gözlemlenmiştir. 

 

2) Hükümlü ve tutuklular günde iki kez B1 vitamini aldıklarını beyan etmişlerdir. Bir kısmı günde iki kez 250 mg’dan 500 mg aldığını beyan etmiş, diğer kısmı ise almış olduğu B1 vitaminin dozajını bilemediğini beyan etmiştir. Ancak genel olarak B1 vitaminin alımı konusunda bir sorun olmadığı tespit edilmiştir.  

 

3) Hükümlü ve tutuklular, katı gıda almadıklarını ölçülü bir şekilde şekerli ve tuzlu su, meyve suyu, nescafealdıklarını beyan etmişlerdir. Kimi tutuklular günde 2 lt. sıvı tükettiklerini belirtmişlerdir.  

 

4) Cezaevi idaresine yönelik herhangi bir şikâyet olmadığı beyan edilmiştir. Cezaevi yönetiminin her gün düzenli bir şekilde eylemcileri doktor refakatinde ziyaret ettikleri belirtilmiştir.  

 

     5) Eylemciler tarafından daha önce de benzer eylemlere yapılan müdahalelerin tekrar yaşanması ve sonuçlarına ilişkin ciddi kaygılar dile getirilmiştir. 

 

Talepler

Tüm hükümlü ve tutuklular, greve başlama nedenlerini Abdullah Öcalan üzerinde süregelen tecrit, anadilde eğitim ve savunma hakkı önündeki engeller olarak gerekçelendirmişlerdir.   

 

Bu nedenle eylemciler, eylemlerinin bitirilme koşulu olarak; 

 

1.   Abdullah Öcalan sağlığı, güvenliği ve özgürlüğünün sağlanması, 

2.   Anadilde eğitim önündeki engellerin kaldırılması, 

3.   Mahkemeler önünde ana dilde savunma hakkının verilmesi olarak beyan etmişlerdir.  

              Taleplerinin kabul edilmemesi durumunda eylemlerin devam edeceği, görüşe çıkılmayacağı ve tedaviyi kabul etmeyecekleri belirtilmiştir.   

 

Sonuç ve Değerlendirme 

Tüm görüşme ve talepler değerlendirildiğinde; 

Anadilde eğitim ve savunma hakkının temel hak ve hürriyetler kategorisinde olduğu ve bu nedenle karşılanabilir talepler olduğunu düşünmekteyiz. Bu talepler açlık grevlerinden bağımsız olarak değerlendirildiğinde bile bu konuda toplumun ciddi bir beklenti içinde olduğu açıktır. Kaldı ki,  iktidar da anadilde savunma hakkı konusunda toplumun bu ihtiyacını kabul etmiş ve bu konuda bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu en yetkili ağızlardan beyan etmiştir. Bu nedenle Kürt dilinin önündeki bütün engellerin kaldırılması, anadilde eğitim ve savunma da dâhil olmak üzere kamusal alanda kullanımı konusunda yasal düzenlemelerin bir an önce yapılması ve somut adımların atılması gerektiğini değerlendirmekteyiz.  

 

            Abdullah Öcalan’ın avukatları ile görüştürülmemesi hukuksal sorunlara ve siyasal anlamda da ciddi gerginliklere neden olmaktadır.  

  

           Abdullah Öcalan avukatları ile görüştürülmemesi konusundaki uygulama, Ceza ve Güvenlik Tedbirleri Hakkındaki Kanuna açıkça aykırıdır. Bu nedenle Abdullah Öcalan’a herhangi bir hükümlüden farklı bir infaz uygulaması yasal değildir. Yasalar objektiftir ve kişiye göre uygulanamaz.  

 

Bu hukuksal gerekliliğin yanı sıra,  Kürt sorunun çözümü ve şiddet ortamının son bulmasında ciddi bir rol üstlenebilecek olan Abdullah Öcalan ile görüşmelere başlamasının siyasal bir zorunluluk olduğu da açıktır. Toplumun her kesiminde bu konuda ciddi bir konsensüs oluşmuş ve bu husus siyaset kurumunca da kabul edilmiştir. Başbakan’ın “yeniden görüşebiliriz” yönündeki beyanı, toplumda beklentiyi daha da arttırmıştır. Aynı zamanda toplumsal bir beklentiye de dönüşen görüşmeler konusunda, tutuklu ve hükümlülerin talepleri herhangi bir yasal düzenlemeye ihtiyaç olmaksızın hemen karşılanabilecek bir taleplerdir.   

 

Batman Barosu olarak, birey yaşamının ve vücut bütünlüğünün siyasal tartışmalara konu olmasını doğru bulmadığımızı ve eylemlerin iradi olarak sonlandırılmasını talep etme çağrısını vicdani ve ilkesel bir yükümlülük olduğunu belirtiyor, ölümlerin ve kalıcı sağlık sorunlarının yaşanabileceği eşiğe gelmiş açlık grevleri konusunda, yetkilileri karşılanabilir/tartışılabilir talepler konusunda derhal sorumluluk almaya davet ediyoruz. Cezaevlerinden gelen sese kulak verilmesini ve bu konularda yasal ve somut adımların bir an önce atılmasını, eylemlerin daha önce acı bir şekilde tecrübe ettiğimiz yöntemlere kesinlikle başvurulmadan, demokratik ve barışçıl bir şekilde sonuçlandırılmasını talep ediyoruz. 

 

Kamuoyuna saygı ile duyurulur. 

 

Batman Barosu Başkanlığı  

 
23.11.2024
AV. ABDULHAMİT ÇAKAN
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.