25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI ULUSLARARASI MÜCADELE GÜNÜ
DOLAYISI İLE YAPILAN BASIN AÇIKLAMASI
Batman Barosu Kadın Hakları merkezi olarak İnsan Haklarının en önemli ve en güncel problemlerinden biri olan kadına yönelik şiddetle mücadeleye dikkat çekmek istiyoruz.
Neden herhangi bir gün değil de 25 Kasım?
Öncelikle bugünün “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” olarak ilan edilmesine sebep olan olayları sizlerle paylaşmak isteriz.
1930-1960 yılları arasında, Dominik Cumhuriyeti’nde yaşayan Mirabel kardeşler olarak bilinen üç kız kardeş, Rafael Trujillo’nun diktatör rejimine karşı İnsan Hakları, demokrasi ve özgürlük mücadelesi veriyordu.
Onların bu haklı mücadeleleri Clandestine Hareketi adını alarak ülke çapına yayıldı.
İktidarı üç kadın tarafından sarsılan diktatör Trujillo yönetimi, bundan hiç hoşlanmadı. Bu nedenle Trujillo, bir halk konuşmasında “Ülkenin en büyük iki sorunu kilise ve Mirabel Kardeşlerdir” dedi. Karşısında insan haklarını ve demokrasiyi savunan hareketin başını çeken bu üç kadını yandaşlarına açıkça hedef gösterdi. Onlardan kurtulmalıydı, bir ibret-i alem olmalıydı ki halk korkup mücadeleyi bıraksın.
Bu konuşmadan sadece 23 gün sonra, 25 Kasım 1960 tarihinde diktatörlük askerleri Mirabel Kardeşlere önce tecavüz etti, ardından kardeşleri uçurumdan aşağı atarak katletti.
Bu Trujillo için büyük bir zaferdi. Kolay olmuştu. Fakat kendi sonunu hazırladığını bilmiyordu. Fikirlerin ölmediğini unutmuştu. Kız kardeşlerin kurduğu Clandestine Hareketi öldürülmelerinden bir yıl sonra, kadına şiddeti yücelten diktatörlüğün yıkılmasında önemli rol oynadı. İki yıl sonra ise Dominik Cumhuriyeti, demokratik bir şekilde, oy kullanarak Hükümetini seçmişti.
1981 yılında, Latin Amerikalı ve Karayipli Kadınlar Kongresi, 1999 yılında ise Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Mirabel Kardeşlerin anısına 25 Kasım tarihini “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” olarak ilan ettiler.
Mirabel Kardeşler, dünyada haksızlığa ve şiddete uğrayan ne ilk ne de son kadınlardı.
Kadınlara yönelik şiddet bir insan hakkı ihlalidir.
Genel ifadelerle; Kadınlara yönelik şiddet, "ister kamusal isterse özel yaşamda meydana gelsin, kadınlara fiziksel, cinsel veya psikolojik acı veya ıstırap veren veya verebilecek olan cinsiyete dayanan bir eylem veya bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlamaya veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakma" şeklinde tanımlanmaktadır.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Ve Uluslararası Dayanışma gününde BATMAN BAROSU KADIN HAKLARI MERKEZİ olarak HUKUKA ve YAŞAMA dair sözümüzü söylemek istiyoruz !
-ORTAK YAŞAMI DAHA İYİYE DÖNÜŞTÜREBİLMEK İÇİN ŞİDDETİ GÖRÜNÜR KILMAK İSTİYORUZ…
Çünkü;
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 20 Aralık 1993 tarihinde kabul edilen Kadınlara Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılmasına Dair Bildirge’ de belirtildiği üzere ;
• Tüm insanların eşitliği, güvenliği, hürriyeti, bütünlüğü ve onuruna ilişkin hakların ve ilkelerin kadınlara evrensel olarak uygulanmasına acilen ihtiyaç olduğunu açıktır,
• Bu hakların ve ilkelerin, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi ve İşkenceye ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme de dahil olmak üzere uluslararası belgelerde korunduğu da açıktır,
• Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’nin etkin olarak uygulanmasının kadınlara yönelik şiddetin önlenmesine çok ciddi katkıları olacaktır,
• Kadınlara yönelik şiddetin, kadınların haklarının ve temel özgürlüklerinin ihlalini oluşturduğunu ve bu hak ve özgürlüklerini kullanmalarının giderek zedelendiğini, geçersiz kılındığını gözlemliyoruz,
• Kadınlara yönelik şiddet konusunda pratikte yaşananların bu hak ve özgürlükleri koruma konusunda kazanılmış hakları zedelediği açıktır,
• Kadınlara yönelik aile içindeki ve toplumdaki şiddetin yaygın olduğunu ve gelir, sınıf ve kültür farkı gözetmediğini açıktır,
• Kadınlar için toplumda hukuksal, sosyal, siyasal ve ekonomik eşitliği kazanma fırsatlarının devamlı ve sürekli şiddet sebebiyle kısıtlı olması karşısında son derece kaygılıyız…
İŞTE BU NEDENLERLE ŞİDDETİ GÖRÜNÜR KILABİLMEK İÇİN TOPLUMSAL FARKINDALIK ARTTIRILMALIDIR.
ŞİDDETİ ALGILAMAK VE FARKINA VARMAK KONUSUNDA, TÜM İNSANLIĞIN ORTAKLAŞTIĞI İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİNİ ESAS ALINMALIDIR…
Unutulmamalıdır ki, kadınların siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni veya herhangi başka bir alanda tüm insan haklarından ve temel özgürlüklerden eşit olarak yararlanma ve bunların eşit koruması altında olma hakları vardır .
Bu haklar diğerlerinin yanı sıra özellikle şunları kapsar:
(a)Yaşama hakkı;
(b)Eşitlik hakkı;
(c)Özgürlük ve kişi güvenliği hakkı;
(d)Kanun önünde eşitlik hakkı;
(e)Tüm ayrımcılık biçimlerinden azade olma hakkı;
(f)Ulaşılabilecek en yüksek fiziksel ve ruhsal sağlık standardı hakkı;
(g)Adil ve elverişli çalışma koşulları hakkı;
(h) İşkence veya diğer zalimce, insanlık dışı veya aşağılayıcı muameleye veya cezalandırmaya maruz bırakılmama hakkı.
Şimdi, bu temel insan haklarından yola çıkarak, Baromuzun en önemli görevi doğrultusunda şiddete maruz kalmış tüm kadınlarımızın haklarının hayatlarında işlerlik kazanabilmesi için sesleniyoruz…
Kadınların bu temel insan hakları yasalarca korunmaktadır. Kadınların haklarına kavuşabilmek için adalet mekanizmalarına müracaat etmeleri, maruz kaldıkları zararların adil ve etkin biçimde tazmin edilmesini talep etmek hakkı vardır. İşbu çağrımız Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 20 Aralık 1993 tarihinde kabul edilen Kadınlara Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılmasına Dair Bildirge’nin 4 üncü maddesi uyarınca yapılmaktadır.
Şiddeti gerçekleştiren kişi ister kadının arkadaşı, ister kocası, ister babası, ister patronu, ister başka bir hemcinsi olsun, şiddetin önlenmesi, soruşturulması, cezalandırılması, uğranılan zararın tazmin edilmesi gereklidir.
Ülkemizde şiddet gören bir kadının başvurabileceği çeşitli hukuki yollar ve belirli makamlar bulunmaktadır.
Bunlardan en önemlisi Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında alınabilecek tedbirlerdir. Bu tedbirlerle, öncelikli olarak şiddet uygulayanın şiddet mağdurundan uzaklaştırılması amaçlanır.
Şiddetin birçok şekli kanunlarımızla cezai yaptırıma bağlanmıştır, Polis Merkezi, Cumhuriyet Savcılığı, kaymakamlık, valilik gibi makamlar bu tür şikayetleri almakla ve işlem yapmakla görevlidirler.
Yine şiddet mağduru kadınlar, Başta Baroların adli yardım bürolarına ve kadın hakları Merkezlerine başvurup, hukuki süreçler hakkında bilgi ve destek alabilirler.
Aile çalışma ve Sosyal Hizmet Bakanlığı İl ve İlçe Müdürlükleri, bunun yanında çeşitli kadın örgütlenmelerinden konuya ilişkin destek alınabilir,
Alo 183’ü aranabilir,
Cinsiyetçilik ve şiddet, sadece kadın meselesi değil aynı zamanda bir erkek meselesidir. Bir toplumsal yapı problemidir. Toplumsal geleceği ve çocuklarımızı ilgilendirir.
Şiddet mağdurları sustukça, bastırıldıkça, geçiştirildikçe; toplumun ışığı olan STK’lar olarak bizler bu konunun üzerine eğilmedikçe, gereken tepkiyi veremedikçe, yardım etmedikçe, farkında olmadıkça ülkemizde ve dünyada kadına karşı şiddet artarak devam edecektir.
Şiddetle mücadele edilmedikçe; yeni Mirabel kardeşler, Münevverler, Pippa Bacca’lar, Özgecan’lar, Esra Ateşler, Farkhundalar, Hande Kaderler ölecektir.
Bilgilenilmeli, inisiyatif alınmalı, korkulmamalı, suçlar cezasız bırakılmamalıdır. Şiddet göreni, cinsel suçlara maruz kalanları değil şiddet uygulayanı, cinsel nitelikli suç işleyenleri ifşa edip kınayarak ve haklarında cezai her türlü işlemlere öncülük ederek hareket edilmelidir.
İster erkek, ister kadın olsun; kadına şiddet uygulayanlar ile mücadele için gereken tüm desteği vereceğimizin bilinmesi gerekmektedir.
Bizler, Batman Barosu Avukatları olarak; Kadına şiddete, Küçük yaşta evliliklere Cinsiyetciliğe karşı olduğumuzu beyan eder açıklamamızı
Saygıyla kamuoyuna duyururuz.
Batman Barosu Kadın Hakları Merkezi