KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI BİRLİKTE MÜCADELE EDELİM
Dominik Cumhuriyeti Trujillo diktatörlüğünün, Mirabel Kardeşler’in kendileri için büyük bir tehlike olduğunu açıklamasının ardından, 25 Kasım 1960 yılında, Dominik Cumhuriyeti'nin kuzey bölgesinde, bir uçurumun dibinde üç kadının cesedi bulunmasının ardından Birleşmiş Milletlerin 1999’daki Genel Kurulu’nda alınan karar ile her yıl Mirabel kardeşlerin öldürüldüğü gün olan 25 Kasım tarihi "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü" olarak anılmaktadır.
BM Kadınlara Yönelik Şiddetin Önlenmesi Bildirgesi kadına yönelik şiddetin “kadınlara yönelik, toplumsal cinsiyete dayalı ve bir kadına sırf kadın olduğu için yöneltilen ya da oransız bir şekilde kadınları etkileyen bir şiddet” olduğunu belirtiyor.
Tüm dünyada ve ülkemizde kadınların yasal yollara başvuru imkânları arttıkça, kadına yönelik şiddet gerçeği gün gibi ortaya çıkmaktadır. Kadın cinayetleri başta olmak üzere, ekonomik, fiziksel, psikolojik ve cinsel şiddet kadınların maruz kaldığı şiddet türleridir. Türkiye'de yapılan araştırmalara göre; her üç kadından birinin fiziksel şiddet gördüğü saptanmıştır. Adalet Bakanlığı verilerine göre 2002 yılında 66, 2014 yılının ilk 6 ayında ise 139 kadın öldürülmüştür. Bakanlık verilerine göre kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin sayısının arttığını doğrulanmaktadır.
Günümüzde medya araçları gerek popüler dizileri, gerek çizgi filmleri, gerek 3. sayfa gazete haberleri ve özellikle de reklamlar aracılığıyla kadına yönelik şiddeti doğuran ve yaygınlaştıran inançları ve kabullenişleri toplumda yaygınlaştırmaktadırlar. Birçok medya organı tecavüz ve tacizin, tüketim ve sömürüye açık bir konu olduğunu görmezden gelerek ya da bizzat bu bilişle bunu kullanarak (örn film fragmanları) yaptıkları haber ve magazin programlarıyla tecavüzü meşrulaştırıp, kadın kimliğini yaralamaktadırlar.
Şiddetin yaygınlaşması eğitimin, yargının, kolluk kuvvetlerinin, medyanın tüm toplumun yapılanmasında etkisi olan ‘ataerkil’ sistemin meşruiyet kazandırdığı ‘erkek üstünlüğü inanışına dayanan cinsiyetler arası eşitsizlik’ anlayışından kaynaklanmaktadır. Bu şiddetin durdurulması devlet otoritesinin görevidir.
Kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın sona erdirilmesi için;
-Devletin kadınlara yönelik her türlü şiddet eylemi açık bir şekilde kınamasını, cinsiyet ayrımcı politikaları önlemesini,
-Şiddete uğrayan kadınlar için Merkezi ve yerel yönetimlerin konukevlerini arttırmasını ve barınma sürelerini uzatılmasını, barınan kadınlara ve çocuklarına ücretsiz danışmanlık, mesleki edinimler kazandırıcı eğitim ve somut imkanlar, psikolojik ve tıbbi destek ve yasal yardım yapılmasını,
-Kadınların işgücüne katılımının, sağlık ve sosyal-kültürel haklarının iyileştirilerek arttırılmasını,
-Toplumsal cinsiyet rollerini ve kadına yönelik şiddeti teşvik edici yayınların radyo, TV, gazeteler ve ders kitaplarından kaldırılmasını, bunların denetlenmesini,
-Haksız tahrik, namus saiki vs indirim sebeplerinin kaldırılarak şiddeti caydırıcı yüksek ceza ve diğer yaptırımların düzenlenmesini, uygulayıcı Hakim ve Savcılar ile tüm kamu görevlilerine gerekli eğitimler verilmesini,
-Ve tüm bu tedbir ve düzenlemelerin yalnız vatandaşlık bağı ile bağlı olan değil ülkemizde ikamet eden tüm kadınlar için uygulanmasını talep ediyoruz.
KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI BİRLİKTE MÜCADELE EDELİM
Toplumun yarısından fazlasını oluşturan ve buna rağmen dezavantajlı durumda olan kadınların sorunlarının çözülmesi ve Türkiye’nin gelişmiş, eşit yurttaşlık temelli, demokratik bir ülke olabilmesi için yasama, yürütme ve yargı oranlarında daha çok kadının görev alması gerekmektedir.
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi yasası, Türkiye dönem başkanlığında imzalanan Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesi yasa metni olarak kalmayıp hızla hayatın içine yerleştirilmeli. Bununla ilgili hızla idari ve yargısal pratiklere esas alınmalıdır. Bu nedenle Batman Barosu Kadın Hakları Komisyonu üyeleri olarak yıllardır olduğu gibi bundan sonra da hem Türkiye vatandaşı kadınlarımızın hem de Suriye’deki ve diğer ülkelerdeki vahşi savaştan, şiddet ortamından kaçarak kurtulan sığınmacı mağdur kadınlarımızın haklarının tesisinde ve korunmasında görev almaya devam edeceğiz. Tüm Batmanlıları kadınlara şiddete karşı mücadelemizde destek olmaya davet ediyor ve kadına yönelik şiddet başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerine yönelik şiddet ile ayrımcılığın son bulması için Batman Barosu olarak çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Batman Barosu Kadın Hakları Komisyonu