"AVUKATA İŞKENCEYE GEÇİT YOK"
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Metin Feyzioğlu ve baro başkanları, Avukat Sertuğ Sürenoğlu'nu darp ederek işkenceye maruz bırakanlar, olayı görmezden gelenler, tutuklamaya sevk edenler, adli kontrol tedbiri uygulayanlar, işkence yapanlarla ilgili soruşturma açmayanlar ve suçu ihbar etmeyenler hakkında HSK ve Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.
38. Baro Başkanları Toplantısı, 19 Nisan 2019 tarihinde Ankara'da, Türkiye Barolar Birliği'nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Av. Metin Feyzioğlu başkanlığındaki toplantının ana gündemini Avukat Sertuğ Sürenoğlu'nun İstanbul'da polis memurları tarafından darp edilerek işkenceye maruz bırakılması oluşturdu.
Toplantının ardından Türkiye Barolar Birliği ve baroların ortak imzasıyla yayınlanan sonuç bildirgesinin girişinde, "Avukatlık mesleğinin ve hukuk devletinin içinde bulunduğu sorunlar dağ gibidir. Artık tahammül sınırının sonuna gelinmiştir" denildi.
Bildirgede şu ifadelere yer verildi:
"İnsanlığa karşı suç sayılan işkencenin, hiçbir kişiye yapılmasını asla kabul edemeyecek biz avukatlar, kimliği ile avukat olduğunu ortaya koyan meslektaşımıza yapılmaya devam edilen işkenceyi, mesleğimize ve haklarını savunmakla yükümlü olduğumuz tüm vatandaşlarımıza yapılmış sayıyor ve şiddetle kınıyoruz. Elbette sadece kınamak yeterli değil. Sonuna kadar takip de edeceğiz.
İşkence suçunu işleyenler, bu suçu gördükleri halde görmezden gelenler, işkence mağduru vatandaşı tutuklamaya sevk edenler, adli kontrol tedbiri uygulayanlar, bunu yaparken işkence suçu failleriyle ilgili derhal soruşturma açmayanlar ve suçu ihbar etmeyenler hakkında da Türkiye Barolar Birliği ve tüm Barolarımızla birlikte suç duyurusunda bulunuyoruz.
Biz Türkiye Barolar Birliği, Barolar ve avukatlar, işkence ve kötü muamelenin tüm kalıntıları ülkemizden kazınıncaya kadar durmak bilmeden mücadeleye devam edeceğiz. Meslektaşımız Avukat Sertuğ Sürenoğlu'na yapılan işkencenin faillerinin hukuk önünde cezalandırılmasını sağlayacağız."
Sonuç bildirgesi için tıklayınız
HSK'YA SUÇ DUYURUSU
TBB Başkanı Feyzioğlu ve baro başkanları, toplantının ardından suç duyurusunda bulunmak üzere HSK Başkanvekili Mehmet Yılmaz'ı ziyaret ettiler. Ziyarette konu hakkında bir kez daha bilgilendirilen Yılmaz, Feyzioğlu ve baro başkanlarına, suç duyurusunu en kısa zamanda kurul gündemine alacaklarını söyledi.
HSK'ya verilen dilekçenin konusunu, "13.04.2019 tarihinde İstanbul'da bir grup koruma polisi tarafından işkence edilen Avukat Sertuğ Sürenoğlu'nun işkence sonrası Cumhuriyet Savcısı tarafından tutuklamaya sevk edilmesine rağmen işkence suçu hakkında derhal soruşturma açmaması, Sulh Ceza Hakimi tarafından hakkında adli kontrol tedbiri verilirken, işkence suçu hakkında suç duyurusunda bulunulmaması" oluşturdu.
Olayın gelişiminin aktarıldığı dilekçede;
Avukat Sürenoğlu'nu tutuklamaya sevk eden ve polis memurları hakkında soruşturma başlatmayan Cumhuriyet savcısının "görevi kötüye kullanma suçu"nu işlediği,
Avukat Sürenoğlu'nu sorguya çeken sulh ceza hâkiminin ise şüphelinin fiziksel halini gördükten sonra Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç ihbarında bulunmayarak "kamu görevlisinin suçu bildirmemesi suçu"nu işlediği kaydedildi.
Dilekçede, "Kanuni şartları oluşmadığı halde ilgili Cumhuriyet savcısının tutuklamaya sevk işlemi yapmasının ve sulh ceza hâkiminin adli kontrol kararı vermesinin ayrıca incelenmesi, adli ve idari yönden gereğinin yapılması gereklidir" denilerek, Avukatlık Kanunu'nun 76 ve 110. maddeleri uyarınca gereğinin yapılması talep edildi.
HSK'ya verilen suç duyurusu dilekçesi için tıklayınız
POLİS MEMURLARI HAKKINDA SUÇ DUYURUSU
Türkiye Barolar Birliği ve baro başkanları, Avukat Sürenoğlu'na işkence ve darp uygulayan ve olayı görmezden gelen polis memurları hakkında da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmek üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman'ı ziyaret ederek suç duyurusunda bulundular.
Avukat Sürenoğlu'nu darp eden ve olayı görmesine rağmen olaya kayıtsız kalan polis memurlarının kimliklerinin tespit edilmesi, olay yerindeki tüm kamera kayıtlarının toplanarak incelenmesi ve tanıkların bu kamera kayıtlarının ışığında dinlenmesinin istenildiği dilekçede; polisler hakkında "işkence, tehdit, hakaret, hürriyeti tahdit, görevi ihmal, suçu bildirmeme, delil uydurma, resmi belgede sahtecilik, iftira" suçlarını işledikleri gerekçesiyle soruşturma başlatılması ve kamu davası açılması talep edildi.