Cumhuriyetle yaşıt olan ve Türkiye'nin son 30 yılına damgasını vuran Kürt sorunu bütün yakıcılığıyla devam etmektedir. Gelinen süreçte, çözüm için yeterli adımların atılmamış olması ve son dönemde güvenlik konseptinin ön plana çıkmış olması, sorunu daha fazla kan ve şiddet sarmalı içerisine çekmektedir.
29 Aralık 2011 günü Şırnak’ın Uludere ilçesinde, köylülerin TSK'ya ait jetler tarafından bombalanması, yine bu şiddet sarmalının bir sonucudur. Yaşanan bu olay, Kürt meselesinde çözümü biraz daha zorlaştırmış, sorunun barışçıl yönden çözümü konusunda, son günlerde yapılan olumlu açıklamalarla yeniden yeşeren umutlarımıza darbe vurmuştur.
İnsan hak ve özgürlüklerine duyarlı Baroların ve sivil toplum örgütlerinin yaptıkları barış ve demokrasi çağrılarına kulak tıkayanların, imha politikası izleyen savaş kışkırtıcılarının sözlerini dinlemesi, seçilmiş belediye başkanlarının, milletvekillerinin, gazetecilerin, avukatların ve daha pek çok kişinin gözaltı, tutuklama ve ceza tehdidiyle karşı karşıya bırakılması, bu olayın yaşanmasına sebebiyet vermiştir. Bizim ortak beklentimiz, silahların derhal susturularak evrensel hukuk ilkeleri çerçevesinde soruna yaklaşılması, demokrasi ve barış ortamının bir an önce tesisidir.
Sorunun sadece bir asayiş sorunu olmadığı, ekonomik, sosyal ve kültürel pek çok boyutunun olduğu, bugüne kadar yaşanan ölümlerin, sorunun çözümüne hiçbir katkı sunmadığı gibi, tam tersine toplumdaki kutuplaşmayı arttırarak çözümü daha da zorlaştırdığı, artık gözleri kör ve kulakları sağır olanlar tarafından dahi bilinmektedir.
Daha önce bölgeyi BBG evi gibi izlediklerini söyleyenlerin, güçlü bir askeri istihbarata ve son derece gelişmiş teknik imkânlara rağmen katledilen vatandaşları terörist sanarak vurduklarını söylemeleri kabul edilemez. Bölge baroları olarak bu katliamın tüm faillerinin tespit edilip şeffaf bir yargılama yapılarak en ağır şekilde cezalandırılmaları ve olayda kasıt veya ihmalleri olan kişilerin derhal görevden alınmaları gerektiğine inanıyoruz.
İnsanlarımızın daha çok ölüm daha çok acı yaşamaması için taraflara derhal bu savaşı durdurmaları çağrısında bulunuyoruz. Savaşı durdurmuyorsanız, savaşı bir çözüm olarak görüyorsanız, Cenevre Savaş Hukuku sözleşmelerine uyun ve artık sivilleri katletmeyi durdurun!
Bugüne kadar uygulanan ve sorunun çözümüne hiçbir olumlu katkı sağlamadığı bir kez daha tescillenen güvenlikçi anlayışın terk edilerek askeri operasyonlara son verilmesini, sorunların demokratik, adil ve barışçıl çözümüne yönelik bir acil eylem planı devreye sokularak evrensel hukuk çerçevesi içerisinde çözümü ve müzakerelere kaldığı yerden devam edilmesini,
TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nun olayı her yönüyle şeffaf ve ivedi bir şekilde araştırıp, sonuçlarını Türkiye kamuoyuyla paylaşmasını,
Başta katliamda yaşamını yitiren insanlarımızın aileleri olmak üzere tüm Türkiye'den özür dilenmesi ve ailelerine tazminat ödenmesini talep ediyor, yaşanan katliamı ve sorumlularını kınıyor, olayda yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet kederli ailelerine başsağlığı diliyoruz.
BATMAN BAROSU AĞRI BAROSU BİNGÖL BAROSU BİTLİS BAROSU
HAKKARİ BAROSU MARDİN BAROSU MUŞ BAROSU SİİRT BAROSU
ŞANLIURFA BAROSU ŞIRNAK BAROSU TUNCELİ BAROSU VAN BAROSU