BASIN AÇIKLAMASI.
Tarih: 27.01.2017 | Okunma Sayısı: 1599

                           Basına ve Kamuoyuna

 

     Bilindiği gibi Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda görüşülüp kabul edilmiş ve Cumhurbaşkanına sunulmuştur. Anayasa Değişiklik Teklifi’ne ilişkin TBMM Komisyon Görüşmeleri öncesinde ve sırasında Barolardan ve akademik çevrelerden görüş alınmamış olup bu çerçevede teklifle ilgili görüşümüzü kamuoyu ile paylaşma ihtiyacı doğduğunu belirtmek istemekteyiz.

 

       Anayasalar, Anayasa Hukuku teorisinde ifade edildiği üzere birer toplumsal sözleşmedir. Dolayısıyla Anayasaların değiştirilmesi sürecine toplumun tümünün katılması, görüşlerinin alınması ve bu çerçevede değişikliklerin gerçekleştirilmesi toplumsal sözleşme kavramının ruhuna daha uygun olan bir yöntemdir. Mevcut Anayasal sistem düşünüldüğünde, Anayasada belirtilen şekil şartlarına uyulmak suretiyle Anayasa maddeleri değiştirilebilir. Bu konuda Meclisin yetkisinin olduğu açıktır. Ancak bu değişiklikle ilgili olarak, hem zamanlama itibariyle ülkemizin acilen ihtiyaç duyduğu hukuk reformu yapılmadan bu konuda anayasa değişikliğine gidilmesi hem de bu değişikliğin doğuracağı sonuçlar bakımından birtakım çekincelerimizin de bulunduğunu belirtmek isteriz.


                    Meclisin onayından geçen Anayasa değişikliği teklifi ile getirilmek istenen düzenlemeler incelendiğinde yürütmenin tek elde toplandığı bir Cumhurbaşkanlığı sistemi düşünüldüğünü göstermektedir. Parlamenter sistem, başkanlık veya yarı başkanlık sistemleri, yürütme erkinin işleyişi bakımından avantaj ve dezavantajları kendi içinde barındıran birbirinden farklı sistemlerdir. Bu bağlamda Anayasa değişikliği ile getirilmek istenen Cumhurbaşkanlığı sistemine kategorik olarak karşı olmamız söz konusu değildir. Elbette her toplum kendi siyasal gerçekliğine ve ihtiyacına uygun olan sistemi seçebilir. Her siyasi parti grubunun birbirinden farklı görüşü temsil ettiği meclis yapısı ve anayasa değişikliği için verilen kabul sayısı göz önüne alındığında bu konuda asıl belirleyicinin halk olacağına şüphe yoktur. 


                 Yönetim sistemleri her ne olursa olsun ancak tarafsız ve bağımsız yargıya sahip olan ülkelerde vatandaşların hukuki güvenliğinin sağlandığı bir gerçektir. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana ülkemizdeki yargının hali ne yazık ki içler acısıdır. Hem nitelik hem nicelik anlamında kronikleşmiş sorunlar bugüne kadar ne yazık ki giderilememiştir. Her şeyden önce ülkemizde yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının sadece kağıt üzerinde kalmadığı, nitelik anlamında liyakate dayalı ve nicelik olarak yeterli sayıda hakim ve savcının istihdam edildiği, yargının üç saç ayağından biri olan savunmanın üzerinden baskı ve kısıtlamaların kaldırıldığı bir hukuk reformuna acil ihtiyaç bulunmaktadır. Ülkemizde yıllardır ihtiyaç duyulan hukuk reformu yapılmadan yapılacak hiçbir anayasa değişikliği istenilen sonucu vermeyecektir. Bu anlamda yapılacak anayasa değişikliklerinin olmazsa olmazı, yargının bağımsızlık ve tarafsızlığının korunmasının esas alınmasıdır. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına halel getirecek bir değişiklik ilerde telafisi güç ve imkânsız zararların meydana gelmesi tehlikesini de beraberinde getirir. 


                   Çağdaş demokrasilerin temeli hukuk devletine dayanır. Hukuk devleti de kuvvetler ayrılığı ve denge/denetleme mekanizmaları üstüne kurulur.Bunu sağlayacak en temel unsur da bağımsız ve tarafsız yargının varlığıdır. Bağımsız ve tarafsız yargı, sistem değişikliklerinde, en önemli denge ve fren mekanizmasıdır. Meclisin onayından geçen değişiklik teklifi değerlendirildiğinde özellikle HSYK ve Anayasa Mahkemesi üyelerinin belirlenmesi noktasında “Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı” kriteri zedelenebileceği gibi, yargı denge ve fren mekanizması görevini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır.

       Batman Barosu olarak; yasama, yürütme ve özellikle yargı erkleri arasında birbirini denetleyen ve hesap verilebilirliği sağlayan anayasal sistemin varlığının sağlıklı bir demokrasinin işleyebilmesi için gerekli olduğuna olan inançla, özellikle referandum sürecine girerken; halkın en doğru ve isabetli kararı verebilmesi için, tüm kesimlerin ifade ve basın özgürlüğünün sağlandığı, herkesin görüşlerini korkmadan, özgürce dile getirebildiği ortam ve koşulların sağlanmasının elzem olduğunu, sonuç itibariyle halkın tercihine saygı duyulmasının önemini vurgularız.

 


                                                                                                Batman Barosu Başkanlığı 
22.11.2024
AV. ABDULHAMİT ÇAKAN
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.