BASINA VE KAMUOYUNA
Tarih: 29.06.2020 | Okunma Sayısı: 1122

BASINA VE KAMUOYUNA

Siyasal iktidarın her alanda yaygınlaştırdığı baskıcı ve totaliter uygulamalar her dönemden daha can yakıcı şekilde toplumun her kesimine sirayet etmeye devam etmektedir. Hak ihlalleri neredeyse gündelik Yaşamın bir parçası haline getirilmekte, Temel Hak ve Hürriyetlerin kullanımı aşırı derecede kısıtlanmakta, uygulamalar hakkın kullanımını zorlaştırmak ile kalmayıp hakkın özüne dokunacak şekilde kullanımı imkânsız hale getirmektedir. Basında her gün duyar hale geldiğimiz işkence ve kötü muamele sistematik bir uygulamaya dönüşmektedir. Gittikçe sistematik hale getirilen hak ihlallerine her gün bir yenisi eklenmektedir.

26 Haziran 2020 tarihinde Diyarbakır Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Kadın siyasetçi Sevil Rojbin ÇETİN’in Diyarbakır’da bulunan evinde tek başına bulunduğu Saat 14:00 sıralarında yüzünde kar maskesi bulunan 40-50 kadar özel harekat polisi tarafından 2 tane köpekle birlikte direkt kapısı kırılarak içeri girmek suretiyle baskın yapılmıştır. Mağdurun avukatının anlattıklarına göre, yapılan ev baskınında polis kapıyı kırdıktan hemen sonra yanında getirmiş olduğu iki köpeği mağdurun üzerine salmış, mağdurun iki bacağında köpeklerin ısırması sebebiyle derin yaralar ve kanamalar olduğu halde mağdur ters kelepçe ile kelepçelenip 3.5 saat boyunca kendi evinde ağır işkencelere maruz bırakılmıştır. gözleri bağlıyken mağdurun elbiseleri zorla çıkarılmaya çalışılıp, tecavüz edilmekle tehdit edilmiştir. Mağdur gözaltına alınırken muayene için getirildiği hastanede mağdurun yaşadığı işkenceler doktor muayene raporunda da ayrıntılı şekilde raporlandırılmıştır. İşkenceyi fotoğraflayarak suçu ortaya çıkaran Diyarbakır barosu avukatı. G.A Hakkında ise Diyarbakır Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmıştır.

26 Haziran Birleşmiş Milletler (BM) İşkenceye karşı mücadele ve işkence görenlerle dayanışma gününde Diyarbakır’da yaşanan işkenceye Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölge Baroları olarak sessiz kalmayacağımızı ilan ediyoruz. İşkence insanlık onuruna karşı işlenen bir suç olup bu suça karşı; avukatlık kanunun 76. ve 95. Maddelerinin bizlere yüklemiş olduğu; “hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak,” sorumluluğumuzun gereği olarak insanlık onurunu savunacağız.

Giderek sistematik bir hal alan işkenceye karşı bizler her türlü hukuki mücadeleyi yürütmekten geri durmayacağız. Ayrıca görevi gereği suçu ortaya çıkarma sorumluluğuyla hareket edip işkencenin ortaya çıkmasını sağlayan Diyarbakır Barosu avukatı G.A nın yanında olduğumuzu suçu ortaya çıkarmanın soruşturma konusu yapılamayacağını ifade ediyoruz. Savcıların görevi suçu ortaya çıkaranların değil, suç işleyenlerin soruşturulmasıdır.

İçişleri Bakanlığına, işkenceci polislerin açığa alınıp etkili bir adli ve idari soruşturma önünü açılmasını sağlamaları için çağrıda bulunuyoruz. Adli ve idari merciler cezasızlık politikalarından vazgeçmelidir suçun failleri hakkında etkin, şeffaf ve hızlı bir soruşturma yürütülmelidir. İşkence insanlığa karşı suç olup bu suç için zaman aşımı söz konusu değildir. İşkence suçunu işleyen, suçu bildirmeyen ve suçu gizleyerek ortaya çıkmasını engelleyen kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunacağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.

SAYGILARIMIZLA

DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGE BAROLARI

İnsan Hakları Merkezleri Koordinasyonu

3.12.2024
AV. ABDULHAMİT ÇAKAN
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.