BASINA VE KAMUOYUNA
Tarih: 5.04.2023 | Okunma Sayısı: 301

 

HER GÜN KADINLARIN KATLEDİLDİĞİ, ŞÜPHELİ ŞEKİLDE ÖLDÜĞÜ HABERLERİYLE BAŞLAMAYA ALIŞMAYACAK BUNU KANIKSAMAYACAĞIZ.

 

8 Mart günü tüm heyecanımız ile kadınları dayanışmaya çağırıp; kadınları yok sayan beden politikalarına, kadına yönelik şiddete, kadın cinayetlerine, kadınlara yönelik her türlü baskı ve ayrımcılığa karşı kadın dayanışmasının bir parçası olmayı haykırdığımız bir günde bir kız kardeşimizi kaybettik. Batman’da Mart ayında 2 kadın cinayeti meydana gelirken, bir kadın ağır yaralandı. T.A boşanma aşamasında olduğu eşi tarafından 8 Mart sabahı otobüs durağında canice katledildi. Yine 24 Mart günü Z.A ağabeyi tarafından bıçaklanarak katledildi. 29 Mart günü Z.U dini nikahlı eşi tarafından 8 yerinden bıçaklandı. Batman Barosu Kadın Hakları Merkezi tarafından tüm olayların bizzat takipçisi olarak Batman’ın 1990’lı yıllarda olduğu gibi kadın cinayetleri ve intiharları ile gündeme gelmesine izin vermeyeceğiz.

 

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle yaşamın her alanında eşit olmayan güç ilişkisinin neden olduğu kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri kadının fiziksel, ruhsal, sosyal, cinsel, ekonomik ve dijital açıdan zarar görmesine, acı çekmesine, özgüvenini yitirmesine, onurunun zedelenmesine ve kadınlara karşı ayrımcılığın sürmesine yol açmakta olup şehrimizde ev içinde veya sokakta, otobüste, okulda, yuvada şiddet olayları ve kadın cinayetleri durdurulamaz bir noktaya gelmiştir. Bir insan hakkı ihlali olan kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri artık önlenememektedir. Şiddet kadınlara karşı ayrımcılık yapılması nedeniyle ortaya çıkmakta ve şiddet ve kadın cinayetleri önlenmedikçe ayrımcılığın devamına yol açmaktadır. Kadına yönelik şiddeti ve kadın cinayetlerini önlemek için kararlı çalışmalar yapılmadıkça, şiddet sarmalı bir kısır döngü halinde devam edecektir. Bilinmelidir ki, kadına yönelik şiddet sadece kadının sorunu değildir, toplumsal bir sorundur. Bu sorun karşısında tüm siyasi ve yetkili makamları bir kez daha gerekli önlemleri almak, çağ dışı uygulamalara ve söylemlere son vermeye davet ediyoruz.

Hiçbir kız kardeşimizi unutmayarak, her güne, kadınların katledildiği, şüpheli şekilde “öldüğü” haberiyle başlamaya alışmayacağız, bunu kanıksamayacağız. Her bir kadın cinayeti haberinin ardından evinde şiddet riski olan kaç milyon kadın ve çocuğun delik deşik uykularla yaşadığını, şiddetin hayatı nasıl cehenneme çevirdiğini asla unutturmayacağız. Kadına karşı şiddetin düştüğü, kadın cinayetlerinin azaldığını iddia ederek sorumluluktan kaçmaya, kadınların hayatlarını ucuz siyaset malzemesi yapmaya çalışanlara izin vermeyeceğiz.

6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kadın haklarının kazanımları bağlamında siyaset üstü bir konu olup şuan bir takım ittifaklar tarafından ana hedefe oturtulmuş olması kabul edilebilir değildir. İstanbul Sözleşmesi Cumhurbaşkanı kararnamesi ile feshedildiğinde sıranın 6284 sayılı kanuna geleceğini tüm kadınlar olarak yüksek sesle dile getirmiştir. Bu çağdışı söylemler göstermektedir ki kadın meselesine ortak yaklaşım bağlamın da bu seçim artık kadınların vardık, varız, var olacağız deme günüdür. Yasanın kaldırılması açıkça şiddeti meşrulaştırmak olup kadınlar olarak tırnaklarımız ile kazıyarak elde ettiğimiz kazanımlarımızdan vazgeçmeyecek, her satırı kadın hareketinin bilgi ve deneyimine dayanan bu yasanın tek satırına bile dokunmanıza izin vermeyeceğiz.

Yine bu açıklama tüm siyasi partilere ortak çağrımızdır. Bu seçimlerde mecliste eşit temsilin sağlanması için kadınların erkeklerle eşit sayıda, listelerin seçilebilecekleri yerlerine yerleştirilmesi, fermuar sisteminin uygulanması ve kadın adayların kampanyalarının desteklenmesi bir zorunluluktur. Erkek egemenliğinin kadınlar üzerindeki iktidarını sorgulamadan kadın erkek eşitliğini hayatın her alanında ve geri dönüşsüz olarak yerleştirmeden gerçek bir demokrasiden ve eşitlikten söz etmemiz mümkün değildir. Eşit temsil lütuf değil kadınların hakkı ve demokrasinin ön koşuludur. Bu sebeple kadın adayların bu seçimde söz konusu söylemler karşısında desteklenmesi hak temelli cinsiyet eşitliği politikaların bir gereğidir.

Dünyada, ülkemizde evimizde barış hâkim oluncaya dek, eril şiddete karşı mücadeleden, bedenlerimiz, yaşam tarzlarımız, dayanışmamıza yönelen şiddetli saldırılara karşı direnmekten, yasaklanan meydanlardan, şarkılarımızı söylemekten ve özgürlüğümüzden asla vazgeçmeyeceğiz.

 

 

20.09.2024
AV. ERKAN ŞENSES
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.